Ağustos 2015 ~ karekareoyun

English (US) Deutsch Français Русский 中文(简体) Português Italiano 日本語 한국어 Español
Twitter Bird Gadget
slideshow

Men of War inceleme (pc nostalji)

Mükemmel bir 2.Dünya savaşı simülasyon, strateji oyunu.

slideshow

Prototype inceleme (pc nostalji)

Aksiyonu dibine kadar yaşayabileceğiniz harika bir oyun.

slideshow

Ninja Cats vs Samurai Dogs inceleme

Kedi köpek kavgalarını değişik boyutta yaşayacağınız farklı bir yapım

slideshow

Senran Kagura Shinovi versus Ön inceleme

Seksi anime dövüşçüleriyle oynamaya hazır olun.

slideshow

Armikrog ön inceleme

Stop-motion ile hayata geçirilmiş süper bir macera oyunu.

slideshow

E.T Armies ön inceleme

Killzone benzeri harika bir fps oyunu.

slideshow

2016 Yılı Güncel Tıkla İlerle Macera Oyunları Listesi (güncellendi)

Macera oyunlarını sevenler için hazırladığım geniş çaplı bir liste

slideshow

Sunset Riders inceleme ( retro arcade game)

Atari salonlarının vazgeçilmez arcade kovboy oyunu.

slideshow

Youtube kanalıma abone olmayı unutmayınız

oyun inceleme,ön inceleme,nostalji,retro ve daha birçok video incelemeyi kanalımda bulabilirsiniz.

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Calvino Noir ön inceleme (pc)

Bugün platform oyunlarından vazgeçemeyenler için değişik eğlenceli ve bir o kadar da gizlilik içeren bir oyun olan ‘’calvino noir’’ oyununun ön incelemesini yapacağız. Oyunumuz eski bir filmden uyarlanarak sanal dünyaya aktarılmış. O bakımdan hikâye olarak çok şey beklemek bizim en tabii hakkımız.

1930’ların o mafyaların her yere hâkim olduğu adaletin zayıf ve tecelli etmediği zamanlarda geçen oyunumuzu 2 boyutlu olarak adlandırdığımız kamera açısıyla oynayabiliyoruz. Değişik mekânlara giderek bazı kişilerle diyaloglara girerek gitmemiz gereken yerlere gidip görevleri yerine getirebiliyoruz.

Bu arada oyun Türkçe destekli, böyle olunca işimiz daha kolay oluyor ve hikâyeyi, görevleri anlayarak ve ne yapmamız gerekiyorsa onu özümseyerek yapmamıza olanak veriyor. Oyunda ilerlerken elimizde bir fener var onu karanlık mekânlarda kullanarak yolumuzu daha rahat bulabiliyoruz.

Lamba’nın yanı sıra başka bir item veya silah filan yok, ileriki turlarda kullanabiliyor muyuz? Bilmiyorum. Bir de bazı bölümlerde gizlilik işin içine giriyor. Ortalıkta gezen bekçilere yakalanmadan görevleri yerine getirmelisiniz. Evet, silahınız yok ama saklanabileceğiniz yerler var. Ekranın altında üzerinde engel işareti olan göz işareti çıktığında anlayın ki oraya saklanarak bekçilerden korunabilirsiniz.

Ayrıca arkadan sessiz bir şekilde yaklaşarak bekçileri etkisiz hale getirebilirsiniz. Karşılarına çıkıp dövüşmeye sakın kalkmayın zira sizi hemen öldürürler, hiç affetmezler. Yürürken bile dikkatli olun çünkü ayak seslerinizi duyabiliyorlar, eğer başlarının üstünde limit çıkarsa anlayın ki bir şeyler döndüğünden şüphe ediyorlardır demek, hemen bir yere girip saklanın.

Bunun yanı sıra bazı bölümlerde çift karakter yönetebiliyoruz. Ve karakterlerin kendine özgü yetenekleri olabiliyor. Bir karakter bekçileri etkisiz hale getirebilirken diğer mekanik eşyaları veya bazı araçları kullanabiliyor.

Sonuç olarak ‘’calvino noir’’ düşük boyutlu ve pc’nizde sistem gerektirmeyen eğlenceli ve güzel zaman geçirebileceğiniz bir oyun. Ayrıca Türkçe olması da cabası. Eğer güzel vakit geçirmek istiyorsanız ve o eski mafya hikayeli filmleri seviyorsanız bu oyunu kesinlikle kaçırmayın oynayın derim. Hepinize iyi oyunlar arkadaşlar.







29 Ağustos 2015 Cumartesi

Dynasty Warriors Strike Force 2 (S.S.M Multi Raid 2) inceleme (psp nostalji)

Aksiyon, dövüş ve savaş oyunları hep ilgimizi çekmiştir ve bizi en çok eğlendiren, vaktimizi harcatan oyun türlerinden olmuştur. Savaş, dövüş bunlar hiç güzel şeyler değil tabii ki, fakat sadece sanal alemde kalmak şartıyla yaşamadan, görmeden olmaz.

Bugün de incelemesini yapacağımız oyun bol bol dövüş ve aksiyon barındırıyor. Her defasında söylediğim, en sevdiğim oyun stüdyolarından biri olan koei firmasının oyunlarından biri olan ‘’dynasty warriors strike force 2’’ oyununu inceleyeceğiz. Oyunun İngilizce sürümü olmadığı için derme çatma ingilzce bir yamayla oynayabiliyoruz.

Bu arada oyunun adı multi raid 2 diye geçer. Herhalde japonya’daki ismi öyle olsa gerek. Neyse oyunumuzun analizine geçelim. Oyunumuzun öncelikle psp’ye çıktığını ve benimde bu oyunu emülatör ile oynadığımı hatırlatayım. Evet, önceden dynasty warriors oynadınız mı bilmem? Lakin çok zevkli ve eğlendirici bir oyundur.

Strike force ise biraz daha değişik bir tür diyebiliriz. Zira iki oyunu ayrı kategorilerde tutmakta ve ona göre analiz edip incelemekte fayda var. Dynasty warriors daha tarihi savaşları ve olayları ele alırken strike force biraz daha fantastik ve mitoloji ile beraber işin abartılmış hali diyebiliriz. Bu oyunda yine dynasty warriors’da olmayan şey yeni ve önceki hiçbir koei oyununda çıkmamış olmaları. Bazıları var ama hiç olmayan yepyeni karakterlerde mevcut.

Bunlar ilk çin imparatoru shi huang di, çin tarihinin en büyük savaşçılarından biri olan xiang yu, ayrıca, yu ji, mu wang ve wang gibi ilk bu oyunda yönetebildiğimiz savaşçılar var. Bu oyundaki hikâyemiz ise biraz warriors orochi’ye benziyor. Shi huang di diriliyor ve bütün çin topraklarını ele geçirmek için üç krallık savaşçılarının hepsine meydan okuyor. Bizim savaşçılarda durur mu hemen savaşa girişiyorlar.

Oyunumuz böyle bir şekilde başlıyor ve akabinde bir şehrin içinde gezebiliyoruz. Burası bizim yapacağımız savaşlar öncesi yani turlara girmeden önceki karakterlerimizi güçlendireceğimiz üssümüz diyebiliriz. Burada turları oynadıkça karakter açabiliyoruz ve dört kişilik bir takım oluşturabiliyoruz. Oyunumuzda level atlama sistemi mevcut, level 100’e kadar gidiyor. Lakin ben yapamadım net’ten bulduğum save dosyasıyla oynayabildim.

Kendi üssümüz olarak kabul ettiğimiz yeri biraz daha size ayrıntılı anlatmak istiyorum. S.room: buraya itemlerinizi bırakabiliyorsunuz ve istediğiniz zaman geri alabiliyorsunuz. shrine: buradan da açtığınız karakterleri takımınıza dahil edebiliyorsunuz. Guru: ekibinizin ihtiyaç duyabileceği bütün itemleri buradan temin edebiliyorsunuz. Fakat bazı şartlar var. Bunlar diğer geliştirmeler içinde gerekli turlarda bulduğunuz çeşitli taşlar ve o itemin veya silahın gerekli leveli ayrıca her oyunun olmazsa olmazı para olmadan hiçbir şey satın alıp kullanamazsınız.

Craftman: burada ise silahlarınızı güçlendirmek için bazı itemler takabiliyorsunuz. Merchant: adından da anlaşılacağı üzere satıcı diyebiliriz. Fakat öyle değil, daha çok takasçı diyebiliriz. Zira sizdeki itemleri başka itemlerle takas edebiliyorsunuz ve böylece ihtiyacınız olan itemleri böylece kullanabiliyorsunuz. Weapon: buradan ise levelimiz yetebilen silahları alarak karakterlerimizle kullanabiliyoruz.

İnform: buranın tam olarak ne işe yaradığını ne yalan söyleyeyim bende anlamadım. Zaten başta yazdığım gibi oyunun büyük çoğunluğu Japonca, şimdi diyeceksiniz ki ‘’neden oynadın kardeşim Japoncaysa?’’ diye. Evet, biliyorum ama dynasty warriors serilerini çok seviyorum ve tek oynayamadığım oyunları strike force olanlar. Neyse turlara girmek içinse öncelikle board’dan free mod niteliğindeki turları oynayabilirsiniz. Hem böylece karakterlerinizi güçlendirmiş olursunuz. Ayrıca iki kişi oynayın derim. Daha çok eğleneceksinizdir emin olun.

Board’ın yanı sıra gate’den ana hikâyeyi oynayabilirsiniz. Hikâye ise iki bölümden oluşuyor. Yine shrine’da bunu yin&yang olarak görebilirsiniz. Ve istediğiniz turlara buradan gidebilirsiniz. Bazı turları oynadıktan sonra şehrinizde panda veya küçük bir kız ya da dikilen bir adam bulabilirsiniz. Bunlar: genelde sizin işinize yarayacak şeyler panda ile konuşun evet biraz tuhaf gelebilir ama öyle bazen item verebiliyor bazende extra tur oynatabiliyor. Küçük kızda da aynı şey olabiliyor. Dikilen adamlar ise şöyle sizin şehrinizin bir yönetim şekli var ve siz her dükkânınızın yerine bir yönetici atamalısınız. Neden mi? Zira o yerlerinizin gelişmesi açısından, eğer geliştirmezseniz hiçbir yeni ve güçlü item ya da silah açamaz modifiyelerden yoksun kalırsınız.

Biraz da turlara değinelim, dört karakterinizin her şeyinden siz mesulsünüz ama turlara girdiğinizde onlarda sizi korumakla mesul. Zira turlarda çok iyi savaşıyorlar. Bu oyunda da diğer oyunlarda olduğu gibi musou var ama önce düşmanşları yok ederek doldurup önce fury moda geçiş yapmalısınız akabinde doldurduğunuzda musou çekebilirsiniz. musou’yu veya fury modu yapmak için üçgen ve çarpı tuşlarını kullanıyoruz.

Yine silahlarınıza güç sağlamak için defans veya atak için kare ve çarpı tuşlarına basabilirsiniz. Ayrıca karakterlerinize sağlık kullanarak onları koruyabilirsiniz ama korkmayın ölseler bile hemen geri geliyorlar önemli olan siz ölmeyin. Ama sizde korkmayın zira geri gelme limitiniz var. Turların içinde iken ekranın sağ altında bir daire göreceksiniz işte o bitene kadar turları oynayarak geçebilirsiniz.

Bu oyunda devamlı yazımın başında da belirttiğim gibi mitolojik ve uçuk şeyler görebilirsiniz. Evet devamlı uçan bazıları küçük bazıları dev bazıları ise boss niteliğinde birçok düşman.  Ama sizde uçan düşmanlarınıza l1 tuşuna basarak hedef alıp uçabilirsiniz. Ayrıca karşılaştığımız big bossların yani shi huang di ve xiang yu gibi karakterlerin yaratık formu da var onlarda bayağı devler ve hakları çoklu. Artık takımınızdaki güçlendirerek bu yaratıklarla kıyasıya savaşa girebilirsiniz.

Sonuç olarak psp emületöründe olduğu ve nostalji kapsamında bakmak gerekirse grafiklerinin orta halli olduğunu söyleyebiliriz. Hikâye ise yine önceden yazdığım gibi warriors orochiye çok benziyor. Yani sıradan diyebiliriz. Özgün değil. Müzik ve sesler yine diğer dynasty warriors oyunlarıyla aynı eğer değişik varsa bile çok yeni yok diye düşünüyorum. Oynanabilirlik çok kolay değil, zira diğer dynasty warriors’ları düşünecek olursak kıyaslamayın derin. Yani ben bütün dynasty warriors’ları oynadım bunu hayli hayli oynarım derseniz bittiniz. Ben de öyle sanmıştım ama duvara tosladım. Ama canınız sıkılmasın istiyorsanız zorluk seviyesini en alta getirdiğinizde rahat rahat oynayabilirsiniz.

Ayrıca bazı karakterler ne yazık ki açmak çok zor ben internetten bulduğum tam açılmış save dosyaları sayesinde görebildim ve oynayabildim siz de isterseniz benim gibi yapabilirsiniz. Evet, çok uzun bir yazı oldu. Bende bu kadar süreceğiniz tahmin etmiyordum. Neyse arkadaşlarınızla da oynayabileceğiniz bol aksiyon içeren tarihi aynı zamanda mitolojik ve tuhaf yaratıklarla savaştığınız bir oyun olan dynasty warriors strike force 2’yi ( multi raid 2) size kesinlikle tavsiye ediyorum arkadaşlar. Hepinize iyi oyunlar. 










24 Ağustos 2015 Pazartesi

The Punisher (retro arcade) inceleme

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber, develer tellal iken atari salonları varmış. Evet, biliyorum çok saçma bir başlangıç oldu, ama aklıma böyle bir açılış yapmak geldi. Neden mi? Bugünkü size tanıtacağım veya incelemesini yapacağım oyunumuz bundan yıllar önce çıktığı ve oynayabildiğimiz için.

Sanki bana asırlar geçmiş gibi geliyor üzerinden, ama bazen sanki dünmüş gibi bazı hatıralar canlanıyor gözümün önünde. Harçlıklarımızı jeton alarak bitirirdik ve en güzel, zevkli oyunlarda uzun süre oynayarak verdiğimiz paranın karşılığını almaya çalışırdık. Birçok oyun vardı, çok oyun gördüm, oynadım, bitirdim. Fakat bitiremediğim oyunlarda olmadı değil, hep içimde kalmıştır. ‘’ulan şu oyunu bir bitiremedim’’ diye.

 Hâlbuki iki kişi oynadığımız halde bir, iki tur geçtikten sonra nalları dikerdik. Muhtemelen kaldığımız yerden devam edelim de jetonumuzu harcayalım diye zorluğunu yükseltiyorlardı. Neyse bugünkü oyunumuzda marvel’in gücü olmayan ama intikam ateşi ile yanan ve gözü hiçbir şey görmeyen ‘’punisher’’ın en eski arcade oyunu.

İlerlemeli olarak oynayabildiğimiz oyunumuzda istersek demin yazdığım gibi iki kişi de oynayabiliyoruz. İkinci karakterimiz ise yine çok tanıdık bir isim. Eskiden birlikte orduda savaştığı ‘’nick fury’’ evet s.h.ie.l.d’in başı nick fury. Oyunumuzda aslında silahtan çok dövüş ederek düşmanlarımızı hallediyoruz. Zaten bildiğiniz gibi bu tür arcade oyunlarda pek çeşitlilik olmaz.

Ama yine de kısa da olsa birçok çeşitli silahı kullanabiliyoruz. Punisher’in iki özel gücü var. Biri el bombası atarak düşmanları temizliyorsunuz, diğeri ise yerde ryu’nun yaptığı kelebeğe benzer bir hareket yaparak sizi sıkıştıran düşmanlarınızı alt edebilirsiniz. 6 çok uzun olmayan tur oynayabiliyoruz. Bir bonus tur var. Yukarıdan fıçılar düşerken belli süre zarfında bu fıçıların hepsini vurmaya çalışarak puan kazanmaya çalışıyorsunuz.

Her turun sonunda boss savaşı yapıyoruz. En büyük düşmanımız ise yine tanıdık bir isim olan ‘’kingpin’’. Oyunu mame emülatöründe oynadım ve gamepad ile çok rahat şekilde oynayabilirsiniz. Ayrıca büyük ekran tv’niz varsa tam ekran yaparak da oynayabilirsiniz.

 Eğer benim kısa da olsa canım sıkılır diyorsanız oyunu kaydedip sonradan kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Oyun içinde iken ‘’shift’’tuşuna basılı tutarken ‘’f7’’ tuşuna basın size nereye kaydetmek istediğiniz sorulacak. Sizde istediğiniz bir rakamı seçerek kaydedebilirsiniz. Daha sonradan kaldığınız yerden devam etmek için ise yine ‘’f7’’ tuşuna basarak atadığınız sayıya basmanız yeterli.

 Sonuç olarak iki kişi de beraber olarak oynayabileceğiniz zevkli düşük boyutlu, eğlenceli bir Retro oyunu olan punisher’ı sizlere kesinlikle tavsiye ediyorum. Eğer yapamadığınız veya takıldığınız yerler olursa bana ulaşarak sorularınızı sorabilirsiniz. Hepinize iyi oyunlar.





17 Ağustos 2015 Pazartesi

Beyond Eyes ön inceleme

Bugün çok değişik ve dramatik bir hikâyesi olan alternatif bir oyun, daha doğrusu benim deneysel oyun diye tabir ettiğim içinde aksiyon bulunmayan, yavaş işleyen bir macera oyunu inceleyeceğiz. Oyunumuzun adı ‘’beyond eyes’’ hemen hikâyesini anlatarak incelememize giriş yapalım.

Yönettiğimiz küçük kız bir havai fişek gösterisi sırasında kaza sonucu gözlerini kaybeder. Fakat tam anlamıyla değil, yani belli bir mesafeye kadar az da olsa görebilmektedir. Bunun akabinde önceden oyun oynayıp koşturan küçük kızımız artık ne yazık ki oyun oynayıp koşamayacaktır.

Bu olayla beraber tüm dünyası kararır, artık tek dostu nani adındaki kedisidir. Ama nani çok yaramazdır hiç yerinde duramaz devamlı bir yerlere gider ve bizim küçük kızımızın başını bela olmaktadır. Kızımızın yanında hiç kimse olmadığı için ona ilerlemesinde biz yardımcı oluyoruz.

Önceden de yazdığım gibi tam anlamıyla görme duyularını kaybetmemiş, onun için belli yerleri görüp hareket edebiliyoruz. Yönlendirme tuşları ise çoğu oyunda olduğu gibi w,a,s,d tuşları ile herhangi bir obje ile etkileşime girmek için de boşluk tuşunu kullanabiliyoruz. Yaramaz kedimiz nani’yi ararken başka hayvanlarla da karşılaşıyoruz.

Mesela: kargalardan kızımız korkuyor. Zaten ellerini üşüyormuş gibi vücuduna kavuşturduğunda korktuğunu anlıyorsunuz. Ayrıca kargalar karakterimizi korkutmakla kalmıyor yolunu da tıkayabiliyorlar. Bu durumlarda başka çıkış yolu bulmak zorundasınız.

Kızımız göremediği için koşamıyor haliyle yavaş yavaş ilerlemek zorunda kalıyoruz. Bu da bazı oyun sever arkadaşları sıkabilir. Oyunda sadece kargalardan korkmuyor bunun yanı sıra trafikten ve arabalardan da çok korkuyor sevimli kızımız. Onları göremediği için karanlık bir canavarmış gibi hissediyor.

Sizin yapabileceğiniz ise trafik lambasının düğmesine basıp arabaları durdurarak kızımıza yardım etmek. Ve onu oradan hemen uzaklaştırmak. Oyun devamlı bu şekilde mi ilerliyor bilmiyorum, acaba ileride başka birileri çıkıyor mu bilmiyorum. Zira diyaloğa hiç rast gelmedim.

Sonuç olarak film olsa harika dedirtecek bir senaryoya sahip dramatize edilmiş ve ilginç hüzünlü bir hikâyeye ortak olmak istiyorsanız ‘’beyond eyes tam size göre diyebilirim. Hepinize iyi oyunlar arkadaşlar.




8 Ağustos 2015 Cumartesi

Submerged ön inceleme

Her zaman kıyamet sonrasını anlatan senaryoları olan filmler ve oyunlar ilgimizi çekmiştir. İçinde hep bir gizem ve merak uyandıran gidişat vardır. Acaba bundan sonra ne olacak? Ne yapacağız şimdi? Nasıl hayatta kalacağız? Kimler bize sahip çıkacak ve yardım edecekler? Gibi soruları bu tarz hikâyelerde aklımıza bol bol getiririz.

Bugünkü ön incelemesini yapacağımız ‘’submerged’’ (batık) oyunu da bu tarz bir oyun diyebiliriz. Oyunumuzun hikâyesi ise şöyle: gizemli bir şehrin tamamıyla su altında kalmasından sonra balıkçı kayığı ile o şehire gelen miku ve yaralı kardeşinin hayatta kalma hikâyesi diyebiliriz. Evet, yönettiğimiz karakterimizin adı miku neden olduğunu bilmediğimiz şekilde kardeşi karnından ağır bir yara almış. Oyunun daha öncesini bilmediğimiz için kardeşinin neden yaralandığı ve şehrin neden böyle hale geldiği tam bir muamma.

Belki oyunun ileriki safhalarında bununla ilgili görseller veya yazılar görebiliriz. Oyuna başladığımızda ise bize verilen görevleri yerine getireceğiz. Oyunun Türkçe olduğunu da söyleyeyim, bu sayede hiç zorluk çıkarmadan sizden istenilenleri yerine getirebileceksiniz. Oyunumuzda kendine has açık dünyası var ve bu dünyada buraya geldiğimiz balıkçı kayığımızla gezebiliyoruz.

İlk başta kardeşinin yarasını sarmak için tıbbi gereçler arıyoruz. Daha sonradan ısıtmak için ateş vs. sonradan ne olacak bilmiyorum. Kayığımızla gezerken dürbünümüzle etrafı gözetleyip yer belirleyerek şehrin gizemine ait bilgiler ve değişik şeyler toplayabiliyoruz. Ayrıca değişik birçok hayvanlarla da haşır neşir olabiliyoruz. Dev balinalardan tutunda kayığımızı takip eden yunuslara kadar envai çeşit hayvan görebiliyoruz.

Oyun da başka insanlar filan var mı bilemiyorum. Tabii bunu öğrenmemiz için oyunda ilerlememiz gerekiyor. Aslında bana ilk başlarda i am alive oyununu hatırlattı, lakin i am alive oyunun da insanlarla kavga edebiliyoruz. Ama bu oyunda ne yazık ki kavga dövüş filan yok. Bir nevi hayatta kalma oyunu diyebiliriz.

 Binalara tırmanırken de aklınıza prince of persia veya assassin’s creed gelecektir zira çok benzerlik gösteriyor. Ayrıca motoru da devamlı kullanamıyoruz anladığım kadarıyla haritada belli noktalarda bulunan pervane simgelerini toplamalısınız. Yine haritada bulunan erzakları da toplamak zorundasınız. Zaten oyun fazla karışık değil hemen çözeceksinizdir, hem de Türkçe destekli olması işinizi daha da kolaylaştıracak.


Grafikleri kaliteli, hikâyesi gizemli, ruhumuza işleyen müzikleri ile adeta kıyamet sonrası yaşanan bir hayatta kalma macera oyunu oynamak istiyorsanız ‘’submerged’’ tam size göre diyebilirim arkadaşlar. Hepinize iyi oyunlar.







4 Ağustos 2015 Salı

Kings Quest ön inceleme

Bugün çok eğlenceli ve bir o kadar da sinematik kalitesi yüksek bir oyun olan ‘’kings quest’in ön incelemesini yapacağız. İlk başta her ne kadar tıkla-ilerle oyunlarına andırsa da tam anlamıyla bağlantılı diyemeyiz. Zira karakterimizi klasik tıkla-ilerle oyunlarındaki gibi mouse’umuzla yönetmiyoruz. Normal yön tuşları kullanarak ilerletiyoruz.

Aslında ben klasik tıkla-ilerle oyunu sanmıştım fakat oynamaya başladıktan sonra sadece telltale’in yaptığı oyunlardaki gibi anlık seçim yaptırdığı zamanlarda tuşlara bastırıyor. Bu anlarda çok dikkatli olmalısınız çünkü sizden bazı tuşlara hemen basmanız istenebiliyor. Onun için eliniz her zaman tetikte olmalı.

Oyunumuz ilk başta sevimli gandalf benzeri bir dedemizin torunları olduğunu tahmin ettiğim çocuklara anlattığı bir hikâyeyi sesinden dinleyerek oynadığımız bir açılışla başlıyor. Adeta disney çizgi-filmlerinde gördüğümüz karakter ve çevre modellemelerine benzeyen oyunumuzda maceranın yanı sıra aksiyon ve komedi de mevcut. Ara geçiş videolarıyla da oyunu daha zengin bir içeriğe dönüştürmüşler.

Bu oyunumuzda bölüm bölüm çıkacak arkadaşlar 5 bölüm olarak tamamlanacak. Oyunda herhangi bir silahımız filan yok sadece sağdan soldan bulduğumuz objeleri bazı yerlere kullanarak bulmaca tarzı şeyleri çözerek ilerleyebiliyoruz. İşin aksiyon kısmı ise yazımın başlarında da bahsettiğim anlık tuş seçimi yaptırdığı zamanlar. Bu zaman zarfında mesela eğilmeniz için s tuşuna basmanız gerekiyor veya normalde kullanamadığınız yayınızı size çarpacak olan bir sarkıtı vurmak için hemen kullanmanız gerekebiliyor.

Macera tamam aksiyon tamam bir de komedi eklenmiş oyunumuza ufak espri niteliğinde bazı sahneler konmuş bu da oyunun daha eğlenceli bir hal almasını sağlamış. Zaten karakterimiz biraz şaşkın bir tipe benziyor evet şaşkın ama bir o kadar da cesur. Zira oyunun başında girdiğimiz mağarada bir ejderha uyumakta, bizim amacımız ise sihirli bir aynayı ondan bir şekilde alabilmek. Ee bu o kadar kolay değil tabi ki. Bir de aklıma bu oyunu oynarken her nedense hobbit filmi gelmedi değil.

Bazen mağarada kendimize yol açmak için ses yapmak zorunda kalıyoruz bu esnada ejderha uyanabiliyor, sizin yapmanız gereken ise yanınızda bulunan bir yatağa girerek saklanmak. Evet, yanlış okumadınız o esnada size yakın olan yatağa ejderhaya yakalanmamak için girip kurtulabiliyoruz.

Sonuç olarak macera, aksiyon ve komedinin sinematik bir yapımla harmanlanmış hali diyebiliriz ‘’kings quest’’ için grafikleri de son derece kaliteli diyebilirim. Ayrıca müzikleri de çok hoş. Uzun zamandır oyun oynamayan arkadaşlar varsa gerçekten kaliteli bir oyun bekliyorlarsa hatta beklemeyenler içinde bu oyunu kesinlikle tavsiye ediyorum. Hepinize iyi oyunlar.





3 Ağustos 2015 Pazartesi

Alien Storm (retro arcade game) inceleme

Atari salonları bir döneme damga vurmuştu. Aldığımız harçlıklarımız jetonlara yatırıp en beğendimiz ve bize kolay görünen oyunları oynamaya çalışırdık. Yani aldığımız jetonların hemen bitmemesi için uzun soluklu oyunlar seçmeye özen gösterirdik. Zaten popüler oyunlar genellikle dolu olurdu, bizde sıra beklemek zorunda kalırdık. Ama o oyunda ustaysak hemen oynayan kişinin karşısına geçip kıyasıya bir mücadeleye girişirdik.

 Zaten o oyunu bilmeden jeton atıp birinin karşısına geçmek tam anlamıyla aptallık olurdu. Neyse açılışı maziden yapayım istedim. Epey atari salonu görmüş ve bir dünya oyun oynamış, bitirmiş biri olarak böyle bir giriş olsun istedim. Zira bugünkü oyunumuz Retro arcade bir oyun yani atari salonu oyunu. Ama sega’nın konsollarından birine de çıkmış bir oyunu.

Adı disneyland olan bir atari salonunda fazla dolu olmayan bir oyun ararken bulmuştum ‘’alien storm’u’’ önce pek hoşuma gitmemişti lakin o zamanlar 2 kişilik ilerlemeli oyunlar çok hoşumuza gidiyordu. En yakın arkadaşımla devamlı boş bu tarz oyunlar arıyorduk, bir gün ‘’alien storm’a’’ denk geldik pek oynayan yoktu. Bizde girip oynayalım dedik 3 karakter yönetebiliyorduk fakat ilk kolun karakter seçme şansı yoktu ama ikinci kol şanslıydı. Zira karakter seçme şansı vardı. İlk kol elektrikli silahı olan bir karakteri yönetebiliyorken ikinci kol yine elektrikli kırbacı olan bir robot ve lav silahı kullanan güzel bir bayan seçebiliyordu.

Oyunu iki kişi oynamak genelde daha iyidir zira arkanızı kollayacak birinin olması düşüncesi sizi gerçekten bu tarz oyunlarda bayağı rahatlatır. Tuşlardan biraz bahsedecek olursak bir tuşa bastığımızda yaratıkları otomatik silahları kullanarak öldüren kahramanlarımızla istersek zorlandığımızda sağlık barımızın altındaki enerji barı dolu ise özel güç kullanarak yardım çağırabiliyoruz. Böylece büyük bir gemi üstten hızlıca bizi zorlayan yaratıkların kökünü bir anda tarayarak temizleyip geçiyor.

Diğer bir tuş ise yuvarlanma veya zıplama tuşu diyebiliriz. Bu sayede yaratıkların abuk sabuk hareketlerinden kaçabilirsiniz. Turlar ise çok zevkli ve kesinlikle sıkmayan cinsten. Turları 3’e ayırabiliriz. 1:normal tur yaratıkların bize saldırdığı ve bizimde onları temizlediğimiz turlar. 2: market turları, bu turlar kapalı mekânda geçiyor ve fps olarak sadece hedef simgemiz gözüküyor. Bize saldıran daha doğrusu ekrana atlayan yaratıkları temizliyoruz. 3: koşu turları,bir nevi hızlandırılmış tur diyebiliriz. Karakterlerimiz koşarak (aslında oldukları yerde sayıyorlar) ilerlerken önden size saldıran yaratıkları temizliyoruz.

Sonuç olarak çok zevkli bir Retro arcade atari salonu oyunu oynamak canınız çekiyorsa hele hele 2 kişi arkadaşlarınızla müthiş bir eğlence deneyimi yaşamak ve o eski ‘’atari salonları günlerini’’ yâd etmek istiyorsanız ‘’alien storm’’ tam size göre, kesinlikle oynamanızı tavsiye ederim. İyi oyunlar.






1 Ağustos 2015 Cumartesi

Funk of Titans ön inceleme (pc)

Bugün çok eğlenceli, hızlı ve dur durak bilmeyen aksiyonuyla aslında mobil platformlara çıkan daha sonradan pc’ye de gelen ‘’funk of titans’’ oyununu inceleyeceğiz. Adından da anlaşılacağı üzere yunan mitolojisinden bildiğimiz ve god of war sayesinde bayağı bir bilgi edindiğimiz titanlar, tanrılar gibi unsurların bulunduğu bir zamanda geçiyor.

Lakin karakterimiz ve oyun biraz bu yunan mitoljisini ti’ye alıyor gibi geldi bana. Neyse oynanışa gelecek olursak çok basit diyebilirim, karakterimiz eskiden bildiğimiz hugo gibi kendi kendine ilerliyor siz sadece engeller çıktığında zıplıyorsunuz ve de düşmanlar geldiğinde onlara vuruyorsunuz. Yani bir nevi çok ünlü olan bir diğer mobil oyun temple run’a benziyor diyebiliriz.

Tura girdiğimizde altın cd’leri toplamalıyız, bu cd’lerle değişik ekipmanlar satın alabiliyoruz. Ayrıca level atlama sistemi de oyunda mevcut. Oyunda tur ilerlemesi harita üzerinde oluyor ve olduğunuz turu geçtiğinizde bir sonraki turu açabiliyor ve harita da istediğiniz noktaya giderek ilerleyebiliyorsunuz.

Grafikleri gayet başarılı fakat karakter yönlendirmesi bize ait değil. Ne yalan söyleyeyim ben ilk başta karakteri biz yönetiyoruz sanmıştım ama sonra kendi kendine ilerleyince şaşırmadım değil. Keşke karakter yönlendirmesi bize ait olsaydı. Bunun yanı sıra atlaması, zıplaması bol non-stop eğlencesi olan keyifli müziklere sahip bir mobil oyunu pc’nizde oynamak istiyorsanız ‘’funk of titans’ı’’ kaçırmayın derim. Hepinize iyi oyunlar arkadaşlar.






Yeni yayınları kaçırma!