Temmuz 2016 ~ karekareoyun

English (US) Deutsch Français Русский 中文(简体) Português Italiano 日本語 한국어 Español
Twitter Bird Gadget
slideshow

Men of War inceleme (pc nostalji)

Mükemmel bir 2.Dünya savaşı simülasyon, strateji oyunu.

slideshow

Prototype inceleme (pc nostalji)

Aksiyonu dibine kadar yaşayabileceğiniz harika bir oyun.

slideshow

Ninja Cats vs Samurai Dogs inceleme

Kedi köpek kavgalarını değişik boyutta yaşayacağınız farklı bir yapım

slideshow

Senran Kagura Shinovi versus Ön inceleme

Seksi anime dövüşçüleriyle oynamaya hazır olun.

slideshow

Armikrog ön inceleme

Stop-motion ile hayata geçirilmiş süper bir macera oyunu.

slideshow

E.T Armies ön inceleme

Killzone benzeri harika bir fps oyunu.

slideshow

2016 Yılı Güncel Tıkla İlerle Macera Oyunları Listesi (güncellendi)

Macera oyunlarını sevenler için hazırladığım geniş çaplı bir liste

slideshow

Sunset Riders inceleme ( retro arcade game)

Atari salonlarının vazgeçilmez arcade kovboy oyunu.

slideshow

Youtube kanalıma abone olmayı unutmayınız

oyun inceleme,ön inceleme,nostalji,retro ve daha birçok video incelemeyi kanalımda bulabilirsiniz.

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Ghostbusters (2016) ön inceleme (pc)

Çocukken izlediğim en güzel eğlenceli aslında korkunç olması gerekirken aksine bizleri güldüren ve en çokta müziğini duyduğumuzda dans etmekten kendimizi alamadığımız, çizgi filmlerini defalarca kez izlesekte bıkmadığımız her oyunu çıktığında merakla alıp oynadığımız belki de ‘’hayalet’’ dendiği zaman ilk aklımıza gelen şeylerden biri olan onları yakalayıp hapsettiğimiz en eğlenceli yapımlardan biri olan hayalet avcılarının şu aralar yeni filmi de hazır vizyona girmişken, en yeni oyunu olan Ghostbusters 2016’nın ön incelemesini yapacağız bugün.

Eski hayalet avcılarını çoğunuz bilirsiniz ekibin tamamı erkeklerden oluşuyordu. Piyasaya çıkan birçok hayalet avcıları çizgi filmleri de oldu bunlarda değişik ekipler filan gördük. Yeni çıkan hayalet avcıları ise bunların tersine ekibin tamamı bayan elemanlardan oluşuyor. Bu kimilerine göre doğruyken kimilerine göre yanlış olduğu eleştirmenler tarafından hala tartışılıyor. Bu oyunumuzda ise bir denge sağlamışlar yani ekipte iki bayan iki de erkek avcı var. Bayanlar çok tatlı biri sarışın diğeri siyahi iki cesur savaşçı. Beyler ise biri lider vasıfları taşıyan diğeri ise ekibin iri kıyım güçlü kuvvetli abisi diyebiliriz.

Oyunumuz tepe kamerası ile oynanıyor. Dört karakterimizden istediğinizi seçebiliyorsunuz, iyi olan ise turlarda diğer karakterlerde yanınızda oluyor. Böylece hayaletlerle daha rahat savaşabiliyorsunuz. yani tek karaktere bağlı kalmayabilirsiniz. Hatta Sonraki turları oynadığınızda ise yine istediğiniz karakteri seçebilirsiniz Her karakterin kendine göre kişisel silahları ve el bombaları var tu geçtikçe level atlıyoruz ve bize verilen puanlarla karakterlerimizi güçlendirebiliyoruz. Eğer isterseniz dört kişiye kadar aynı eski atari salonlarındaki gibi oynayabilirsiniz. Tabii elinizde o kadar gamepad var ise; (gamepad demişken oyun çok rahat şekilde gamepad ile oynanabiliyor arkadaşlar.)

Oynanış kolay arkadaşlar silah kullanımı filan kolay zaten o kadar çok zor bir oyun değil. Eliniz çabuk alışacaktır ben ilk oynamam da bile hiç ölmedim. Zaten sık sık sağlık paketleri çıkıyor birde sık çıkan kontrol noktaları sayesinde ilerlemek çile olmaktan çıkıp büyük bir keyfe dönüşüyor. Zaten siz veya karakterleriniz ölse de hemen oracıktan başlıyor benim birkaç kere yanımdaki avcılara olmuştu. Hayaletleri hayalet sensörü çalıştırarak bulabilirsiniz. Turların sonunda ve aralarda da boss hayaletler çıkıyor bu hayaletleri önce sersemletip sonradan hayalet kapanı ile yakalıyorsunuz. Turlarda gizli objelerde var isterseniz onları da gezerek bulabilirsiniz. En büyük sıkıntı ise sürekli silahla ateş edememeniz, zira bu gibi durumlarda silah ısınıyor ve limitin düşüp silahın soğumasını beklemeniz gerekiyor.

Sonuç olarak orta boyutlu arcade atari salonu benzeri arkadaşlarınızla eğlenceli vakit geçirebileceğiniz sizi sıkmayacak her daim oynamak isteyeceğiniz bir oyun olan hayalet avcılarının en yeni oyununu sizlere tavsiye ederim arkadaşlar. Yaptığım ön inceleme itibariyle bugünlük bu kadar diyelim ama ileride oyunu bitirdikten sonra detaylı bir inceleme yapıp artılarını eksilerini konuşuruz. Hepinize iyi oyunlar arkadaşlar.


GhostbustersGhostbusters




25 Temmuz 2016 Pazartesi

MilitAnt ön inceleme (pc)

Merhaba oyun sever dostlar bugün en çok sevdiğim ve devamlı youtube kanalımda ve blog sayfamda gördüğünüz hep destek verdiğim, bağımsız oyun yapımcısı stüdyolarından biri olan Xibalba’nın piyasaya çıkardığı side scrolling, platform aksiyon oyunu olan ve belki de en önemlisi Türkçe dil desteği olan ( sadece arayüz ve alt yazılar) Militant adındaki aksiyon oyununun ön incelemesini yapacağız.

Oyunda savaşçı bir karıncayı yönetiyoruz arkadaşlar. Yönettiğimiz karıncayı yaşadığı yuvalarını yok etmeye çalışan termitler, arılar ve diğer düşman böceklerine karşın verdiğimiz bir savaşı konu alan oyunumuzda savaşçı karıncamızın kullandığı dörtlü silahlar ile önümüze çıkan düşmanları bertaraf edebiliyoruz. Bu silahlarla ateş ederken dikkat edin zira silahlar çok çabuk ısınıyor mümkün mertebe aralıklarla seyrek bir şekilde ateş etmeye çalışın, ayrıca ısındığı zaman diğer iki silaha geçerekte saldırılarınıza devam edebilirsiniz.

Oyuna girdiğinizde herhangi bir training filan yapılmıyor ama size kullanmanız gereken tuşlar tek tek gösteriliyor. Zaten çok zor değil hemen eliniz alışacaktır. Oyuna girmeden önce size iki seçenek sunuluyor derecelendirilmiş oyun ve derecelendirilmemiş oyun diye, sakın derecelendirilmiş oyunu seçmeyin arkadaşlar zira seçerseniz belli geri dönüş hakkınız oluyor bu hakkınız bittiğinde ise game over oluyor onun için derecelendirilmemiş oyunu seçin bu sayede sonsuz credits’iniz yani geri dönüş hakkınız olur.

Oyunu isterseniz gamepad ile oynayabilirsiniz. Ama klavye ile de rahatlıkla oynayabileceğiniz söyleyeyim zira hedefi Mouse ile istediğimiz yere getirebildiğimiz için düşmanları vurmak hiçte zor olmuyor. Militant 2 kişi oynanabiliyor mu bilmiyorum, ama oynanıyorsa harika olur bence çünkü tam o tarza hitap eden bir oyun bence. Böyle oyunları eski konsollarda ve atari salonlarında 2 kişi çok oynardık mesela. Eğer bu oyun 2 kişi de oynanmıyorsa çok büyük bir eksik bence, artık buna ileride oyunu bitirdikten sonra bakarız.

Oyunda ilerlemek kolay zira çok sık kontrol noktaları çıkıyor ve yine sıklıkla sağlık iyileştiriciler çıkıyor. Sadece sıkıntı olan şey düşman böceklerinin filan çok sıklıkla çıkması ve hakkınızı çarçabuk bitirebilmeleri. Bir de turların sonunda boss savaşı var anlaşılan ben sadece ön incelemede yaptığım boss savaşını görebildim. Çok zor ve sıkıcı yapmışlar zira size devamlı saldıran böceklerin yanı sıra bir de dev bir haşere ile uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Öldükten sonra tekrar geri geldiğinizde ise yaratığın hakkı full olarak savaşmak zorunda kalıyorsunuz. İşte işin sıkıcı tarafı da bu olmuş keşke hakkı kaldığı yerden devam etseydi daha iyi olurdu ve sıkmazdı bence.

Tabii savaşçı karıncamıza yapacağımız geliştirmeler sayesinde belki ileriki turlarda işimiz daha kolaylaşabilir. Bu geliştirmeleri turlarda bulduğumuz kristaller sayesinde yapabiliyoruz, karıncamızın dört silahını da çok kaliteli ve güçlü silahlarla güçlendirip düşmanlarımızı kolaylıkla yok edebiliriz gibi gözüküyor. İnşallah umduğum gibi olur ve yeni silahlar sayesinde boss böcekleri daha kolay öldürebiliriz. Artık gerisini de ileride oyun bitirdiğimizde detaylı bir inceleme ile noktayı koyarız. Denemek isteyenlere çok küçük boyutlu olmayan gamepad ile oynayabileceğiniz Türkçe arayüze ve alt yazıya sahip olan side scrolling, platform oyunu olan Militant’ı denemenizi tavsiye ederi. İyi oyunlar.


MilitAntMilitAnt



21 Temmuz 2016 Perşembe

Assassin's Creed Liberation HD inceleme (pc)

Son 10 yılı belki de en çok işgal eden ve piyasaya en çok çıkan oyunlardan biri olan Assassin’s creed efsane oyunlar arasında yerini çoktan aldı bile. İlk başlarda bu oyunun Prince of persia ile yarışamayacağını daha iyi olamayacağını düşünüyordum, zira oyunu oynadıktan sonra ve tarihle günümüz arasındaki ince çizgiye dayanan hikâyesini anladıktan sonra çok iyi bir iş olduğunu ve öyle pek azımsanmayacak bir oyun olduğunu anladım. Abstergo adı verilen şirketin mükemmel bir icadı olan animus adlı makine ile yapılan bir bağlantı sayesinde o kişinin atalarını ne yaptıklarını görebilme şansı olabiliyor. Bu işin tamamıyla bilim kurgu olan tarafı ve bu işin başrolünde ise ana hikâyeden tanıdığımız ve ataları suikastçi olan desmond miles var. Abstergo aslında gizemli bir güç olan cennetin parçası denilen bir şeyin peşinde. Bunlar ana hikâyeden alıntılar tabii bir de ana oyunların yanı sıra bazı hikâye dışı ara oyun niteliğinde oyunlar çıktı. Bugün de onlardan biri olan, aslında ilk olarak ps vita’ya çıkan ama sonradan her ne olduysa bütün konsollara ve pc’ye çıkan oyunu Assassin’s creed Liberation HD’yi inceleyeceğiz.

Bu hikâyemizin ana karakteri daha önceden hiç yönetmediğimiz bir bayan karakter olan Afrika asıllı Aveline. Bu oyunda günümüz ile hiçbir bağlantı yok ana oyunlarda gördüğümüz ve oynadığımız abstergo’da animus makinesine kim bağlı? aveline’in anılarını kimin sayesinde görebiliyoruz? Onun torunu kim? Gibi sorular havada kalıyor. Ben ilk başlarda ‘’herhalde oyun ilerledikçe bir şeyler olacaktır’’ filan diye düşündüm ama bir şey olmadı. Sadece bir ara bir anıyı birisi görmemem için bir şey yaptı. Daha sonra vatandaş e’yi bulmalısın gibi bir uyarı verdi. Neyse yani oyun sadece aveline’in hikâyesi diyebiliriz. Oyunumuzun kısaca hikâyesine değinip mekaniklerine geçelim. Aveline küçük bir çocukken kaybolur daha sonradan evlatlık olarak zengin bir aile tarafından alınır. Aveline çok şanslıdır köle olarak değil de evlatlık olarak o aileye girmiştir ki o zamanda herkes köle satıp almaktadır.

Aveline agathe adında bir suikastçıdan eğitim almıştır tabii oraların nasıl olduğunu bilmiyoruz çabuk geçmişler oyuna koymamışlar. Aveline’in ise amacı kölelere yardım etmek ve bu düzeni bir şekilde değiştirebilecek adımlar atmak. Diğer yandan ise küçükken kaybettiği köle annesini bulabilmek. Bu doğrultuda oyunumuz ilerliyor ve önceki oyunlardan bildiğimiz takip görevleri, suikastler ve gizlilik içeren birçok ifa ediyoruz. Aveline’in kıyafetini görevlerin içeriğine göre değiştirebiliyoruz. 3 ayrı kişiliğe bürünebiliyoruz, biri zaten bildiğimiz suikastçi kişiliği diğerleri ise hanımefendi ve köle kişilikleri aslında kişilik değil kostüm desek daha doğru olur sanırım. Hanımefendi kostümü sayesinde birçok görevi yapabilirken ne yazık ki kısıtlı silah ve hareket imkânı ile oynamak tam bir çileye dönüşebiliyor. Köle kostümü ise bazı gizli görevleri yapmamıza ve kamplara sızmamıza olanak sağlıyor.

Bu kostümleri giymek için haritada bulunan bazı soyunma yerlerini satın almanız gerekiyor. Aynı şekilde aveline için değişik kostümler ve silahlar da satın alabilirsiniz ama hepsi çok sınırlı ve ne yazık ki hepsi aynı gibi. Aynı şekilde bu dükkânları da harta da açmak zorundasınız. Oyunda karargâh gibi bir yerimiz de var ve bize yardım eden Gerald adında aveline aşık olduğunu düşündüğüm sadık bir yardımcı. Oyun açık dünya olmasına rağmen harita çok kısıtlı her ne kadar bir başka yere seyahat edip görevler yapabilsekte herhangi bir gemi filan kullanamıyoruz. Sadece bataklıkta kano kullanabiliyoruz o kadar. Ana görevlerimizin haricinde challenge niteliğinde yan görevler de mevcut, bu görevleri de yaparak para filan kazanabiliyorsunuz. Harita da bulunan hazineleri toplayıp paranızı çoğaltarak çoğu şeyi rahatça satın alabilirsiniz. Karakter geliştirmesi bu oyunda yok yani aveline için herhangi bir sağlık veya yetenek açma filan söz konusu değil.

Sadece tanınmamaya özen gösterin köle kişiliğinde oraya buraya asılan posterlerinizi toplayarak suikastçi kimliğinizde ise bazı üs düzey görvelilere rüşvet vererek kötü namınızı azaltabilirsiniz. Yine önceki Assassin’s creed’lerde ki gibi yüksek bir yerlere çıkıp haritayı tam anlamıyla açmak için senkronize etmelisiniz. Bir de oyunda ticaret sistemi diye bir şey var onun tam ne olduğunu anlamadım daha doğrusu anlamak istemedim, zira görevler ve yan görevler sıkınca çabucak bitse de kurtulsam dedim açık konuşmak gerekirse. Oyunla ilgili işte karakterlerle filan alakalı bilgiler öğrenmek istiyorsanız Database’e girip merak ettiğiniz şeyleri öğrenebilirsiniz.

Sonuç olarak grafikleri fena olmayan ama hikaye bakımından yetersiz olan bir oyun var karşımızda. Oyunun senaryosu çok sığ ilerliyor ana hikayedeki gibi günümüzle bir bağlantısı olmadığı için olabilir. Bütün Assassin’s creed severlerin benim gibi bir sürpriz beklediklerine eminim, ama ne yazık ki o sürpriz bu oyunda yok. Sadece oynamayan arkadaşlara ayıp olmasın diye söylemeyeceğim hikayenin en can alıcı noktası olan kişiyi söylemeyeceğim. Aslında ben başından beri o kişiden şüphelenmiştim. Aslında bu oyunu oynadıktan sonra aklıma bir başka Ubisoft oyunu Farcry 3 Blood Dragon geldi. Oda sanki sırf alın size Farcry eften püften yaptık ne olursa oynayın, Farcry işte. Ama öyle değil işte aynı şey Assassin’s creed’ler için geçerli. Bence yapımcılar zırt bırt oyun çıkaracaklarına biraz bekleyip adam gibi hikayeler hazırlayıp insanlara birazcık bu oyunları özletip sunmalılar. Sadece para kazanmak adı Assassin’s creed olan bir oyun çıkarmak bu doğrultuda hiçte doğru olmasa gerek.

Müzik ve sesler fena değil ama daha iyi olabilirdi. Çoğu şey bir Assassin’s creed oyununa yakışı şekilde değil zaten keşke bu oyunu Dlc olarak piyasaya sürselerdi de hep öyle kalsaydı. Oyunda en iyi şeylerden biri diğer oyunlarda da olduğu gibi çevre ve karakter modellemeleri olmuş. Dövüş mekaniklerine girmiyorum zaten artık dövüş sistemini bilmeyen yoktur sanırım. Oynanabilirlik o kadar da zor değil daha önceden hiç Assassin’s creed oynamadıysanız bile bu oyunu rahat oynayabilirsiniz. Çoğu şeyden sınıfta Assassin’s creed liberation ne yazık ki çeşitlilikte de sınıfta kalıyor. Önceki Assassin’s creed’leri oynadıktan sonra bu oyunun ne kadar boş olduğunu ve bu oyunun hikayenin neresinde olduğunu ve neden piyasaya çıkarıldığına bir anlam veremiyoruz tabii ama sonuçta adamlar parasına bakıyor sadece adı yeter felsefesiyle piyasaya sürüyorlar. Tabii bir oyunun büyük fanları olunca adamlar taştan bile yapsalar oyun milyon satıyor. Ne olursa olsun beğenen kadar beğenmeyen de vardır kim bilir ama ben biraz bu oyunla ilgili yorumlara baktım öyle pekte iç açıcı değil. Bende çok boş pasif ve sığ oyun olduğunu düşünüyorum puan versem 10 üzerinden 5 veririm. Hepinize iyi oyunlar arkadaşlar.



Assassin's Creed Liberation HD Assassin's Creed Liberation HD

Assassin's Creed Liberation HD Assassin's Creed Liberation HD

Assassin's Creed Liberation HD Assassin's Creed Liberation HD

Assassin's Creed Liberation HD Assassin's Creed Liberation HD

Assassin's Creed Liberation HD Assassin's Creed Liberation HD




18 Temmuz 2016 Pazartesi

Romance of the Three Kingdoms 13 ön inceleme (pc)

Playstation oynadığım zamanlarda strateji oyunlarına hep başka bir gözle bakmıştım. Ne bileyim sanki bu tarz oyunlar pc için yapılmış zor, kazık oyunlardır diye düşünürdüm. Ta ki düne oyununu oynayana kadar. Aranızda düne’u oynayan var mı bilmiyorum ama harikulade bir strateji, simülasyon oyunudur. Az bir şey oynayayım diye bile başladığınızda size vaktin nasıl geçtiğini anlamadan harika anlar yaşatabiliyordu. Ama konsollara düne gibi strateji oyunları pek fazla değildi, sonralardan ps2 zamanlarında önceden hiç oynamadığım çok eski bir oyun olan ve mazisi bayağı uzun olan Romance of the Three Kingdoms’ın 11. Oyununu oynadım ilk başlarda oda bana zor gelmişti. Bende kendi kendime ‘’nasıl oynayacağım bu oyunu? Bu oyun oynanmaz, çok zor ve karışık gözüküyor?’’ gibi birçok soru sordum. Ama sonradan tutorial akabinde biraz yavaş yavaş senaryolara bakarken elim iyice alıştı ve sonrasında bir hikâyede oyun bile bitirdim. Bütün haritayı çok zorda olsa ele geçirmeyi başardım.

Bugün de yıllar evvel zor diye oynayamayacağımı sandığım ve iki kere oyun bitirdiğim Romance of the Three Kingdoms’un piyasaya çıkan 13. Oyununun ön incelemesini yapacağım. Aslında yılın başında çıkan bu oyun ilk olarak Japonca ve çince olarak piyasaya sunuldu. Bununla beraber benim ilk aklıma ‘’acaba 12. Oyun gibi mi olacak?’’ diye bir soru takıldı. Zira 12. Oyunun İngilizce versiyonu çıkmamıştı. Bazı oyun sever arkadaşlar tamamı olmasa da belli bir bölümünü kapsayan İngilizce bir yama geliştirmişlerdi. Ama beklediğim gibi olmadı ve koei oyunun temmuz ayında İngilizce versiyonunun da çıkacağını duyurdu. Bize de bu iyi haberin sonucunda beklemek düştü ve zaman aktı geçti oyun çıktı. Merakla oynayıp ne gibi yenilikler var acaba diyerek oyunumuzun ön incelemesini yaptık.

Oyunumuzun menüsü çok sade olup hemen gözüme çarpan ve eski oyundan hatırlamadığım yeni bir mod gözüme ilişti. Gerçi eski oyununu da oynayalı epey bir zaman oldu. 12. Oyununu bile daha oynamadım aslında biraz da yarı İngilizce yarı Japonca olmasından dolayı biraz imtina gösterdim diyebilirim. Ama yine de ileride oynayıp incelemesini yapacağım. Neyse bu modun adı hero bu modda size verilen üç krallıktan olan ve o krallığın kurucusundan başlayıp başlarına gelen bütün olayları oynadığınız bir kronolojik bazlı hikâye modu diyebiliriz. Oyunda tutorial veya traning tarzında bir mod koymamışlar 11. Oyunda böyle bir mod vardı lakin bu oyunda yok.  Böylesine komplike, zor ve yavaş işleyen bir simülasyon, strateji oyununda traning olmaması en baştan oyunda puan kırmama neden oldu. Oyunda arcade gibi oynayacağınız mod ise main dediği ve belli kronolojik şekilde hazırlanmış önemli savaşların olduğu senaryoların oynayabilirsiniz.

Oyunla alakalı o kadar fazla anlatacak şey var ki satırların bana yeteceğini düşünmüyorum. Zira bu bir ön inceleme yazısı olduğu halde epey uzattığımı düşünüyorum. bu oyun tarihi bir simülasyon oyunu olduğu için sizlere birçok şeyi yapmanıza olanak veriyor. Kurduğunuz şehirlerde halkın refahını, korumasını siz sağlamak zorundasınız. Ayrıca ordu kurup onları güçlendirmelisiniz. Bazen başka lordlarla müttefik olup kendinizi sağlama almalısınız. Bu arada hayvancılık ve tarımı ilerletmelisiniz. Uygulayacağınız politika oyunda kaderinizi belirleyecek arkadaşlar onun için attığınız her adıma dikkat edin. Size sadık insanlarla yola devam edin, sadakati düşük olanları yükseltmek içinse hediyeler verin. Önemli kişileri evlendirerek onore edin. Dediğimi gibi anlat anlat bitmez bu oyun çok komplike ve ayrıntılı bir oyun olduğu için uzun uzadıya bir destan gibi yazılması gerekir. Böyle bir yazı da olursa haliyle insan sıkılır, oyunu daha iyi anlamak için alttaki inceleme videomu izlemenizi öneririm. Kaldı ki bu oyunun tam incelemesini ileride yapacak olsam bile her şeyi anlatabileceğimi düşünmüyorum. İyi oyunlar.



Romance of the Three Kingdoms 13 Romance of the Three Kingdoms 13




11 Temmuz 2016 Pazartesi

Ikki Tousen Elequent Fist inceleme (psp nostalji)

Playstation oynadığım zamanlarda bir oyun ona çıkmadığı zaman çok kızardım. İşte neden ‘’pc’ye çıkıyor da playstation’a çıkmıyor ki’’ filan gibi laflar veryansınlar ediyordum. Tabii bunu neye göre ayarlayıp hangi konsola filan çıkaracaklarını bilmiyoruz. Adamlar belli anlaşma doğrultusunda veya bazı şartlar koşulunda platformlara oyunları çıkarıyorlardır. Yıllar geçti şimdi ise pc’de oyun oynuyorum yani şimdi de bir oyun çıktığında ‘’neden pc’ye çıkmıyor’’ diye hayıflanıyorum. Mesela Bayonetta’yı pc’de oynamak en büyük hayalim. Ama pc’de diğer konsollara nazaran bu durumu azaltabilecek ve çoğu oyunu oynamamıza imkân sağlayan birçok Emülatör var. Bu Emülatörler sayesinde sayısız oyunu pc’nizde sorunsuzca oynayabilirsiniz. Ben en çok 90’lı yılların o mükemmel piksel piksel (benim kare kare dediğim ve blog sayfamın adının kaynağı olan) oyunlarını yıllar sonra bu tarz emülatörler sayesinde oynayabildim.

Bu emülatörler arasında diğerlerine göre daha öne çıkan ve daha yeni oyunları oynayabildiğimiz bence pc’ye en iyi şekilde optimize edildiğini düşündüğüm ‘’PSP emülatörü’’. Bu emülatör sayesinde birçok kaliteli ve sadece psp’ye çıkmış olan kaliteli ve 3 boyutlu oyunları kasmadan sorunsuz şekilde oynamanıza olanak sağlıyor. Hatırlarsanız daha önceden Dynasty Warriors Strike Force 2 (Shin Sangoku Musou Multi Raid 2) ve Tekken 6 oyunlarını incelemiştik. Bugünde bir rastlantı sonucu denk geldiğim ve çok hoşuma giden 2 boyutlu beat’em up, anime oyunu ‘’Ikki Tousen Elequent Fist’’in incelemesini yapacağız. Oyun çok hoşuma gitmişti gördüğüm zaman fakat bir problem vardı, ne yazık ki oyun Japonca idi. Acaba sıkıntı olur mu diye düşündüm zira oyun çok hoşuma gitmişti ve ben bu oyunu kesin oynamalıyım dedim kendi kendime. Daha önceden birkaç Japonca oyun denemem olmuştu. Ps2’de metal slug’ın 3 boyutlu yarı Japonca yarı İngilizce bir oyununu oynamıştım. Daha sonra psp emülatöründe Dynasty Warriors Strike Force 2 (Shin Sangoku Musou Multi Raid 2) oyununu Japonca olmasına rağmen bir yerlerden bulup buluşturduğum oyunun belki %40’ını filan ancak çevirebilen İngilizce yama ile iyi kötü oynayıp oyunu bitirdim.

Aynısını bu oyun için yapıp İngilizce yama aradım ama ne yazık ki bulamadım. Bende ‘’ne fark eder kaybedecek bir şeyim yok indirip bir deneyeyim’’ dedim. Ama bunu oyunun düşük boyutunu gördükten sonra söyledim, zira oyunun boyutu oldukça düşük arkadaşlar. Aslında çoğu psp oyununun boyutu 1gb’nin üzerinde. Neyse gelelim oyunumuza toplamda 18 karakter yönetebiliyoruz. Bunların sadece biri erkek bazı karakterleri ise hikâye ve arcade modu bitirdiğinizde açabiliyorsunuz. Mesela ben bir karakteri açmak için çok uğraştım arcade modda bütün karakterlerle oyun btirdim. Ayrıca story modda ise oynanan 3 senaryoda da 2 kez oyun bitirdim ama yine de o karakteri açamadım. Hâlbuki internette yaptığım araştırmada arcade modda herhangi bir karakter ile oyun bitirildiğinde açıldığı yazıyordu. Arcade modda her karakter ile 7 bölüm oynayarak oyunu bitirebiliyorsunuz. Her bölümün sonunda boss karakterlerle savaşıyorsunuz. Aslında bir nevi o eski atari salonlarındaki arcade ilerlemeli oyunların çok benzeri diyebilirim.

Story modda ise deminde bahsettiğim gibi 3 senaryo oynayabiliyoruz. Her okulla 6 bölüm oynayıp oyun bitirebiliyoruz. Burada karakter seçme yok, gidişata göre size karakter veriliyor ve onunla oynuyorsunuz. Karakterlerinizle değişik dövüş komboları yapabilirsiniz. Ve sağlık barımızın altında bulunan limit dolduğu zaman daha doğrusu turuncu olduğu zaman güçlü saldırı veya special attack yapabiliyorsunuz. L1 kare tuşlarına bastığınızda etkin olacaktır. Oyunda level atlama var fakat herhangi bir yetenek geliştirme veya item filan satın alma kullanma filan yok. Level 10 olduğunuz zaman ise 2. Bir özel saldırınız açılıyor oda L1 üçgen tuşuna bastığınızda kullanılabiliyor. Bunun yanı sıra arcade modu bitirdiğinizde değişik şeyler karakterinize özel resimler sesler filan açabiliyorsunuz. Kostümler filan da var ama ben açamadım. Bunlara bakma içinse menüdeki galeriye gitmeniz yeterli.

Oyun Japonca ben yapamam diye düşünmeyin menü en azından İngilizce. Fakat story mod tamamıyla gibi Japonca olduğu için hiçbir şey anlamayabilirsiniz. Benim için bir önemi yok ama sizin için var mı bilmiyorum. En azından animesini izleyip konusu hakkında bilgi edinebilirsiniz. Zaten yaptığım inceleme videosunu izlerseniz oyunun aslında çok basit fazla büyütülmeyecek eğlencelik bir oyun olduğunu görürsünüz. Tur içinde sizlere tavsiyem arkanızı kollayın zira düşmanlarınız sizi devamlı arkalı önlü markaj altına alıp sıkıştırmaya çalışıyor bunun için her karakterde olan bir nevi küçük çaplı patlama efekti gibi olan ve siz sıkıştığınız zaman imdadınıza yetişen gücünüzü X tuşuna basarak devreye sokabilirsiniz. Fakat dikkat edin çünkü bu güç çok etkili olduğu için aynı eski arcade oyunlardaki gibi kullandığınız zaman birazcık sağlığınızdan götürüyor. 

Oyun 2 kişi oynanabiliyor mu bilmiyorum ama oynanıyorsa tadında yenmez zira arkanızı kollayacak birinin olması çok güzel olur. Turları geçmek ise o kadar kolay değil çünkü ilk başlarda kolay olan turlar git gide zorlaşıyor ve hardcore bir şekilde ilerliyor. Bir şeyi daha altını çizip incelememin sonlandırmak istiyorum. Oyunda ölmemeye özen gösterin zira sol alt köşede görünen kadar geri gelme hakkınız var. Bu arcade modda daha fazla, benim bir kere başıma geldi ve bu yüzden o yeri sıfır hakla geçip oyun bitirmek zorunda kaldım. Sonuç olarak 2 boyutlu arcade tarzı diyebileceğimiz Beat’em up anime oyunu Ikkİ Tousen Elequent Fist’i sizlere tavsiye ediyorum. Hepinize iyi oyunlar.




Ikki Tousen Elequent FistIkki Tousen Elequent Fist

Ikki Tousen Elequent Fist Ikki Tousen Elequent Fist

Ikki Tousen Elequent Fist Ikki Tousen Elequent Fist

Ikki Tousen Elequent Fist Ikki Tousen Elequent Fist

Ikki Tousen Elequent Fist Ikki Tousen Elequent Fist




6 Temmuz 2016 Çarşamba

When in Rome (mini game) inceleme

Çok sevdiğim oyun türlerinden olan hem boyutları küçük hem de fazla sistem gerektirmeyen adına mini oyun dediğim tarzda kaç yapım inceledim hiç sayısına bakmadım. Boyutları bu küçük oyunlar içlerinde hem gizem hem de bol eğlence içeriyorlar, onun için çok cazip oluyorlar. Bundan sonra da tam gaz böyle düşük boyutlu mini oyunları bulup buluşturup incelemelerini sizlere sunmaya devam edeceğim. Bugün incelemesini yapacağımız oyun ise ‘’When in Rome’’ adından anlayacağınız üzere Roma’nın nasıl inşa olduğunu ve geliştiğini değişik bir açıdan görebileceğiz.

Daha önceden birçok bu tarz oyunun incelemesini yapmıştık. Bu oyunlar genelde Mouse hızı ve çabukluk gerektiren doğru tercihlerle zaman bitmeden size verilen görevleri yerine getirdiğiniz strateji tabanlı oyunlardır. İlk görevde training tarzı basit bir bölüm oynuyoruz, bize verilen işçilerle değişik işleri ifa ederek görevleri tamamlayabiliyoruz. Toplamda 41 bölüm oynayabiliyoruz fakat son tur extra tur gibi bir şey aslında 40. Turda oyun bitiyor. Bu oyunda da turlarda belli görevler var bu görevleri bize verilen işçilerle tamamlamak zorundayız. Bu görevler turlara göre değişebiliyor kimi zaman odun kırma olabilirken kimi zaman saman toplama gibi değişkenlik gösterebiliyor. Bunun yanı sıra shop gibi ortalıkta olan seyyar satıcıdan turlarda işimize yarayacak şeyler satın alabiliyoruz. Aynı zamanda istediğimiz şeyi de satabiliyoruz.

Size verilen görevler ekranın üst orta kısmında gözüküyor. Yine görev süresi ise ekranın sol üst köşesinde bulunuyor. Bu oyunda da en iyi süreyi yaptığınızda diğer birçoğu mini oyunda olduğu gibi yıldızlar alıyorsunuz en kötü tek yıldız alabiliyorsunuz. En iyi süreyi yapsanız bile iki yıldız alabilirsiniz. Zira tek yıldız turların içinde gizli oynarken onu bulmak zorundasınız. İyice sağa sola göz atın ipucu olarak ara sıra parlayarak size yerini belli ediyor. Süreye biraz değinecek olursak yeşil limitte bitirirseniz iyi sorun yok iki yıldızı kaptınız demektir lakin süre kırmızı limite gelirse elinizi çabuk tutmalısınız zira süre bittiğinde ne yazık ki onca emeğiniz boşa gidiyor ve bölüme tekrar baştan başlamak zorunda kalıyorsunuz.

Turlarda ilk başta erkek işçilerimiz varken ileriki turlarda bayan çalışanlarımız da oluyor. Onlarla da yonca, zeytin vb şeyler toplayabiliyoruz. Bize verilen bazı bonus yardımcılar bir nevi boostlar var. Bu boostlar diğer oyunlardan hatırlayacağınız extra çalışan, zaman durdurma veya 2x erzak toplam gibi şeyler olabiliyor. Turlarda işin zor olan tarafı ise bina inşa etmek çünkü binaya gerekli olan tahta ve taşı filan temin etmeniz gerekirken bir de belli bir miktar para ama o parayı azımsamayın ayağı sizi zorlayacak bir miktar çünkü. Hadi binayı kurduk bir de bu yetmiyormuş gibi arada bir bazı binalarınız zarar görüyor ve o binaları tamir etmek zorunda kalıyorsunuz. İşte bunun içinde bayağı uğraşıp iyi para toplamak zorundasınız.

Haritadaki bütün turlardan 3 yıldız alırsanız ne oluyor diye sorabilirsiniz hiçbir şey olmuyor isterseniz 2 yıldız da alabilirsiniz yani öyle herhangi extra bir şey filan açılmıyor arkadaşlar. Zaten haritada yıldız gözüküyor fakat turlarda bulduğumuz ve geçtiğimizde bize verilen şey böyle yakut tarzı bir şey aslında. Turlarda ikinci bir işçi almak istiyorsanız bile bunu paranız varsa yapabilirsiniz. Zaten birçok şeyi para ile yapabiliyorsunuz. Sonuç olarak pc’nize her daim oynayabileceğiniz yer kaplamayacak keyifli bir oyun istiyorsanız ‘’When in Rome’’ sizlere kesinlikle tavsiye ederim. İyi oyunlar.


When in Rome When in Rome




2 Temmuz 2016 Cumartesi

Sengoku 2 inceleme (Retro Arcade game)

Japon tarihine ve mitolojisine oldum olası hep hayran olmuşumdur. Nerede bir japon filmi, belgeseli veya animesi filan olsa pür dikkat izlerim. Oyunlarına da hastayız zaten, bu ezelinden beri öyle bildiğiniz üzere. Zira oynadığımız ve çoğu efsane olan veya büyük yankı uyandıran oyunların çoğunun arkasında japon dostlarımız var. Mesela hatırlarım atari salonlarına gittiğimiz yıllarda çoğu oyunda japon oyun yapımcılarının adını gördüğümüzde ‘’ vay be nasıl yapıyor adamlar, helal valla’’ dediğimizi hatırlıyorum. Bugünde Retro babında incelemesini yapacağımız oyun daha önceden ilk oyununun incelemesini yaptığımız Japon tarihinin en karanlık savaşlarını konu alan ve o devire adını veren ‘’Sengoku 2’’yi inceleyeceğiz.

İlk oyunu oynayanlar veya benim incelememi seyredenler bilirler arcade oyunlar çok basit ve oynaması kolay oyunlardır aslında. Zira bu durum evde emülatörle çok kolay eğer yıllar önce atari salonunda ne yazık ki işler hiç de öyle değildi. Jetonlarımız çok kıymetliydi ve her oyuna harcamak istemezdik, bir de her nedense oyunda öldükten sonra continue yapmazdık başka bir oyun oynayıp onu da bitiremeden salondan ayrılırdık. Ama bazı oyunlarda çok usta olduğumuz için tek jetonla oyun bitirebilirdikte. Şimdi ise işler farklı emülatörlerde sonsuz credits yani jeton alabiliyorsunuz. Ayrıca oyunu istediğiniz yerde save yapabiliyorsunuz. Atari salonlarını bırakın hatırlayın evde oynadığımız birçok konsolda zaten save yapamazdık. Mesela o kadar tusubasa da ilerleyip save yapamazdık konsolu saatlerce açık bırakmak zorunda kalırdık. Ayrıca sega megadrive’da da aynı sorun vardı.

Oyunu neorage emülatöründe İster gamepad ile ister klavye ile kolayca oynayabilirsiniz arkadaşlar. İki kişi oynamak isterseniz de işiniz daha kolaylaşır ve arkanızı koruyacak biri olması oyunu daha keyifli bir hale getirir. Ben emülatörlerde gamepad ile oynuyorum zaten tuş kombinasyonları çok karışık değil sizde hemen çözebilirsiniz. Zira bu gibi oyunlar birkaç tuşla oynanıyor. Yine ilk oyundaki gibi kullandığımız güç babında değişebildiğimiz formlar var. Birinin yine japon mitolojisinde yeri olan ve bence ps2’de ki en iyi oyun olan okami olduğunu düşünüyorum. Diğer iki karakter ise bir Ninja kız ve iri yarı sopalı bir savaşçı. Hakkınız öyle bazı arcade oyunlardaki gibi bir sıkımlık değil limit halinde, bu sayede oyunu daha rahat oynayabiliyoruz. Oyun toplamda 4 bölümden oluşuyor, açıkçası ben daha uzun bir oyun bekliyordum ama beklediğimden kısa çıktı. Zaten daha uzun olsa da bir şey far etmezdi. Zira sonsuz jetonum ve istediğim yerde save hakkım var. Neyse sonuç olarak canınız her sıkıldığında her türlü işletim sisteminde hiç kasmadan eğlenceli vakit geçirebileceğiniz, benim için eski olması veya grafiklerinin kaliteli olması gerekmez diyorsanız eğer oynamadıysanız‘’Sengoku 2’’yi kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. İyi oyunlar arkadaşlar.



Sengoku 2Sengoku 2




Yeni yayınları kaçırma!