Nisan 2016 ~ karekareoyun

English (US) Deutsch Français Русский 中文(简体) Português Italiano 日本語 한국어 Español
Twitter Bird Gadget
slideshow

Men of War inceleme (pc nostalji)

Mükemmel bir 2.Dünya savaşı simülasyon, strateji oyunu.

slideshow

Prototype inceleme (pc nostalji)

Aksiyonu dibine kadar yaşayabileceğiniz harika bir oyun.

slideshow

Ninja Cats vs Samurai Dogs inceleme

Kedi köpek kavgalarını değişik boyutta yaşayacağınız farklı bir yapım

slideshow

Senran Kagura Shinovi versus Ön inceleme

Seksi anime dövüşçüleriyle oynamaya hazır olun.

slideshow

Armikrog ön inceleme

Stop-motion ile hayata geçirilmiş süper bir macera oyunu.

slideshow

E.T Armies ön inceleme

Killzone benzeri harika bir fps oyunu.

slideshow

2016 Yılı Güncel Tıkla İlerle Macera Oyunları Listesi (güncellendi)

Macera oyunlarını sevenler için hazırladığım geniş çaplı bir liste

slideshow

Sunset Riders inceleme ( retro arcade game)

Atari salonlarının vazgeçilmez arcade kovboy oyunu.

slideshow

Youtube kanalıma abone olmayı unutmayınız

oyun inceleme,ön inceleme,nostalji,retro ve daha birçok video incelemeyi kanalımda bulabilirsiniz.

26 Nisan 2016 Salı

Code of Princess ön inceleme (pc)

Çocukken birçok değişik oyun konsollarında oyunlar oynadık. Mesela tetris oynardık, bir saatim vardı onda bile araba yarışı vardı doya doya oynardım. Bunun yanı sıra el konsolları vardı,o konsolların adı ne onu bile hatırlamıyorum sabit bir görüntü olurdu ve siyah çizgi halinde gözüken şeyleri yönetirdik ama hareketler hep aynıydı. Zaman içinde konsollar gelişti psp, nintendo filan derken çok kaliteli oyunları artık elimizde istediğimiz yerde oynarken bulduk kendimizi. Bu atılımı yıllar içinde en iyi yapan ve popülaritesi en yüksek olan nintendo ds’tir tabii şimdi yeni adı nintendo 3ds. Her nedene en çok satılan ve oyunları oynanan mobil konsol olmayı başardı ve zirveyi diğer mobil platformlara bırakmadı.

Bugün ön incelemesini yapacağımız oyunda aslında nintendo 3ds’e çıkmış olan ve sonrasında pc’ye de çıkan anime olduğunu düşündüğüm aksiyon, rpg oyunu ‘’Code Of Princess’’. Oyunumuza başladığımızda önce single player’e girerek tutorial’a bir göz atıp oyuna ısınmanızı tavsiye ederim. Akabinde campaign’e başlayabilirsiniz. Daha sonra açılacak olan free play ve bonus quest’leri oynayarak karakterlerinize level atlatabilirsiniz. Evet, oyunda level sistemi var, level atladıkça size verilen puanlarla karakterinizin yeteneklerini güçlendirebiliyorsunuz. Karakterinize değişik ekipmanlar giydirip daha güçlü bir hale getirebilirsiniz. Oyunu gamepad ile oynayabilirsiniz tuş kombinasyonları çok basit zaten önceden bu tarz oyunları oynadıysanız bu oyunu da hiç zorlanmadan oynayabilirsiniz. Oyun nintendo 3ds’teki grafik kalibrasyonuyla aynı olarak pc’ye optimize edilmiş sanırım zira hiçbir şeye dokunmadan aktarılmış diye düşünüyorum. beni bu düşünceye ilk gark eden ise karakter modellemelerinin piksel piksel (bizim arkadaşlar arsında karekare olarak tabir ettiğimiz) olması idi. Oyun 2 boyutlu olsa dahi karakterler bu derece kötü bir çözünürlükte olmazdı çünkü.

Oyunda sadece tek karakter yönetmiyoruz değişik karakterleri de alarak level atlatıp turlarda yönetebiliyoruz. Oyunda karakterlerimizi güçlendirmek için satın alma opsiyonu var mı bilmiyorum. Ben oynadığım müddette böyle bir şeye denk gelmedim ama genelde rpg oyunlarında satıcı olur ve onlardan değişik ekipman, silah vs. satın alabiliriz. Oyunun boyutu o kadar küçük değil hatta grafiklerine göre büyük bile desek yeridir. Oyunda ara özetler ve diyaloglarda var ve ne yazık ki Türkçe dil desteği yok. Neyse sonuç olarak anime seviyorsanız ve aksiyon,rpg türlerine bayılıyorsanız sizlere iyi vakit geçirtebileceğini düşündüğüm Code of Princess oyununu tavsiye ediyorum. İyi oyunlar.







18 Nisan 2016 Pazartesi

Game of Thrones inceleme (pc)

Artık filmlerin ve romanların bol bol oyun olarak karşımıza çıktığı şu zamanlarda işlerin yavaş yavaş tersine de döndüğünü söyleyebiliriz. Yani Hollywood gözünü oyunlara dikti, son zamanlarda dikkat ettiyseniz birçok oyunun film versiyonunu beyaz perdede görmeye başlayacağız. Ama oyun sektörü hem dizilerin hem de filmlerin oyunlarını yapmaya devam edecek gibi gözüküyor. Bugün hem romanı ile hem de dizisiyle özellikle dizisiyle tüm dünyada izlenme rekorları kıran fenomen dizi ‘’Game of thrones’’un 2012 yılında piyasaya çıkmış olan rpg, aksiyon tarzındaki oyununun incelemesini yapacağız.

Bu oyunu telltales yaptığı oyunla karıştırmayalım, iki oyunun birbiriyle hiç alakası yok arkadaşlar. Öncelikle bu hatırlatmamı yapayım dedim. Şimdi gelelim incelememize bu oyunda iki ana karakterimiz var ilk başta kara kalede oynamaya başladığımız gizemli savaşçı ‘’mors westford’’ diğeri ise sonraki turlarda yönetmeye başlayacağımız ‘’alester srywck’’. Bu iki karakteri dizinin bütün sezonlarını izlediğim halde hiç gördüğümü hatta adlarını bile duyduğumu hatırlamıyorum, belki kitabında olan ve dizide gözükmeyen karakterler olabilir zira ben kitabını okumadım. Aranızda okuyanlar varsa daha iyi bilirler. Bu iki karakterle sıralı şekilde oyunu oynayabiliyoruz. Fakat ileride yolları kesişecek ve yeri geldiğinde sırt sırta verip birlikte savaşırlarken yeri gelecek mazide geçen bazı olaylar yüzünden karşı karşıya da gelecekler.

Oyunun hikâyesi ise önceden yazdığım gibi karakterlerin alakası olmadığı gibi konunun da olmaması. Yani izlediğimiz dizi ile hiçbir bağı yok,zaten dizide gördüğümüz karakterlerden bu oyunda görebiliriz mi acaba? Diye beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. Sadece birkaç karakter var onlarda çok önemli karakterler değil bir cercei lannister var diyebiliriz ama onu da fazla göremiyoruz zaten. Benim anladığım kadarıyla bu oyunun hikâyesi bizim diziden önce başlayan bir dönemi konu alıyor. Zira oyun da king robert’in tahtta olduğu devamlı vurgulanıyor. Ama yine de dizideki gibi geniş bir yelpazeden çok iki karakterin yaşadıkları ve bir intikam hesaplaşmasına dönüşünü görüyoruz.

Oyunda dolu dolu epey uzun 15 tur oynayabiliyoruz, bir de final chapter var. İlk başta karakterimiz aldığımızda diğer rpg oyunlarındaki gibi tipik karakter savaş tekniği ve puanlamalar var bunları yaparak oyuna giriyoruz. oyunda bol bol görebileceğimiz ve bazı oyun severleri sıkacak derecede diyalog mevcut,bu diyaloglara verdiğiniz cevaplara veya sorulara göre gidişatı yani hikayeyi şekillendirebiliyorsunuz. Onun için diyaloglara dikkat edin. Karakterimize değişik ekipmanlar alarak ve giydirerek daha güçlü bir hale getirebiliyoruz, bu ekipmanlar öldürdüğümüz düşmanlardan çıkabiliyor veya satıcılardan turlarda bulduğunuz altınlarla satın alabiliyorsunuz. Karakterinize özen gösterin ve devamlı ilgilenin zira düşmanlar çok güçlü arkadaşlar sık sık ekipmanlarınıza bakarak daha güçlüsü varsa hemen giydirin takıp takıştırın derim. Saldırılara gelecek olursak düşman göründüğü zaman boşluk tuşuna yani space tuşuna basarak altta çıkan saldırılardan maksimum 3 tane olmak üzere seçebiliyorsunuz. Tabii bunlara enerji puanınız yettiği müddetçe. Genelde savaşlarda 2 kişi birlikte savaşabiliyorsunuz tab tuşuna basarak karakter değiştirebilirsiniz. Bir karakteriniz öldüğünde diğeri ile devam edebiliyorsunuz onunla tüm düşmanları öldürdüğünüzde diğer karakteriniz de tekrar canlanıyor.

Bu saldırı güçlerini level atladıkça size verilen puanlarla yenilerini açarak daha da kuvvetlenebilirsiniz. Burada saldırıların ayrıntılarına girmiyorum zira bir dünya saldırı çeşidi var onun için kendiniz oynayarak tatbik edebilirsiniz veya video incelememde görebilirsiniz. Daha sonradan level 7 olduğunuz zaman elite warrior oluyorsunuz ve yeni bir yetenek kısmı daha açılıyor. Bir de iki karakterin yardımcı güçleri var mors’un köpeği ona epey destek olurken alester’ın r’holar adındaki bir gücünü kullanarak ve onlara puanlar vererek geliştirebiliyoruz. Oyunda ana görevlerin yanı sıra alt görevlerde yaparak deneyim puanı kazanabilirsiniz. Bu görevlere haritada çıkan bazı belli bölgelere giderek tamamlayabilirsiniz. Bazı bölümlerde mors’un köpeği ile iz sürebiliyoruz ve görevimize bu şekilde tamamlayabiliyoruz. Alester’la ise r’holar gücünü kullanıp gizli kapılardan veya geçitlerden geçebiliyoruz.

Unreal motoruyla yapılmış olan game of thrones’un bu rpg oyununun grafikleri yılına göre fena değil ama daha iyi olabilirdi. Hikaye çok ilginç diyebilirim önceden de yazdığım gibi iki ana karakterimizin geçmişte yaşadıkları ve onları tekrardan bir araya getiren dramatik bir senaryo diyebiliriz. Ama ne yazık ki dizi ile bir alaka veya bağ yok. Onun için belki hoşunuza gitmeyebilir. Müzik ve sesler ise o bildiğimiz aşina olduğumuz game of thrones jenerik müziğini bol bol duyabiliyoruz daha oyunun ilk girdiğiniz zaman menüsünde bile çalıyor. Çevre ve karakter modellemeleri,silah modellemeleri de fena değil. Yapay zeka oldukça başarılı dövüşlerde harika savaşabiliyorlar ve siz kaçmaya çalıştığınızda peşinizi asla bırakmıyorlar. Sadece sizi görmeleri biraz zaman alıyor,iyice yanlarına kadar sokulmanız gerekiyor zira. Oynanabilirlik kolay değil ama önceden rpg oynayanlar ve usta olanlar çabuk alışırlar lakin hiç bu tarz oyun oynamayanlar ve yeni başlayanlar hiç ama hiç bu oyuna yaklaşmasınlar zira bazı dövüşler tam işkence diyebilirim. kaliteli boyutu çok büyük olmayan pro tarzda bir rpg oyunu oynamak istiyorsanız ve game of thrones dizisine bayılıyorsanız kesinlikle oynamadan geçmemeniz gereken bir oyun diye düşünüyorum. hepinize iyi oyunlar.











15 Nisan 2016 Cuma

Mushroom Wars ön inceleme (pc)

Merhaba oyun sever dostlar, şimdiye kadar yazılarıma böyle başladığımı hatırlamıyorum genelde video incelemelerime ‘’merhaba arkadaşlar’’ diye başlarım onun için bir kere de yazıma başlayayım dedim. Ben hem youtube kanalımın hem de blog sayfamın açıklamasını yazdığımda popüler oyunların incelemelerinin yanı sıra Retro,nostalji,mini oyunlar,bağımsız oyun stüdyolarının oyunlarını ve deneysel şimdiye kadar pek alışık tarzda olmayan oyunların incelemelerini yapacağımı yazmıştım. Şimdiye kadar çok değişik bir yelpazede bunu elimden geldiğince naçizane yapmaya çalıştım. Bundan sonra da devam edeceğim. İşte bugün de bağımsız bir stüdyo oyunu olan deneysel bir strateji yapımı ‘’Mushroom wars’’ın ön incelemesini yapacağız.

Aslında ps3’e çıkmış olan mushroom wars psn’de en iyi 25 oyun arasına girmeyi başarmış bir oyun. Bunun yanı sıra birçok oyun eleştirmenlerinden tam not ve ödüller almayı başarmış bir yapım. Oyun düşük boyutlu olmasına rağmen kaliteli 2d grafiklere sahip, amaç benim önceden de incelediğim bazı mini oyunlardaki gibi hız ve doğru seçim gerektiren aynı zamanda dikkat odaklı bir bayrak ele geçirme yarışı gibi diyebiliriz. Oyunda hikaye modunun yanı sıra sadece çatışma yapabileceğimiz içinde birçok değişik savaş çeşidi olan bir modda mevcut. Bunun yanı sıra çoklu oyunculu mod sayesinde arkadaşlarınızla online olarakta kapışabilirsiniz. Bu arada oyun Türkçe dili destekliyor çatışma modunda yani arcade mod gibi olan veya free mod diyebiliriz, üç değişik tarz da seçim yaparak oynayabiliyoruz. Bunlar, tepenin kralı,fetih ve hakimiyet bu seçimlerle istediğiniz turu oynayabilirsiniz.

Oyun çok basit arkadaşlar zaten ilk turlarda size eğitim amaçlı ne yapmanız gerektiğini anlatarak gösteriyor oyun Türkçe de olduğu için çabuk kavrayabilirsiniz. Zaten çok komplike bir oyun değil basit ve sade diyebiliriz. Çok karışık ve zor olan strateji oyunlarından değil ama yine de kendine göre bir zorluğu var diyebilirim zira bunu ön incelemesini yaparken anladım. Oyunda mantar evlerden çıkan bir nevi şirinler gibi karakterleri yöneterek onları karıncalar gibi başka mantar evlere veya kalelere saldırtabiliyoruz. Ve bu mantar evleri geliştirebiliyoruz ne kadar geliştirirseniz o kadar çok mantar savaşçı çıkarabilirsiniz. Ama elinizi çabuk tutmalısınız zira en başlarda kolay olan bu ele geçirmeler sonraki turlarda daha zor ve uzun bir hal alacaktır. Birde mantar evlerden ne kadar savaşçı çıkacağına siz karar verebiliyorsunuz.

Turları oynayacağınız kolaylık seviyesine göre bazı başarımlar kazanabiliyorsunuz. Bunların ne işe yaradığını bilmiyorum zira oyunun ileriki bölümlerini oynamadım. Muhtemelen sonraki turlarda bir işe yarıyordur. Neyse değişik deneysel,eğlenceli bir strateji oyunu oynamak istiyorsanız ‘’Musroom wars’’ı sizlere tavsiye ediyorum. İyi oyunlar arkadaşlar.






6 Nisan 2016 Çarşamba

12 Labours Of Hercules 2 The Cretan Bull inceleme (Mini game)

Küçük boyutlu oyunlar son yıllarda daha çok ilgimizi çeker oldu, tabii bunda mobil işletim sistemlerinin payı da büyük. Ayrıca yine son yıllarda çıkan popüler oyunların yüksek boyutlu olmasının da payının büyük olduğunu düşünüyorum. Özetle hem pc’de hem de telefon veya tabletimizde bize eğlenceli vakit geçirtecek ve sistemimizi zorlamayacak ve yer kaplamayacak oyunlara daha fazla sıkı sıkı sarılır olduk. Bugün de size daha önceden ilk oyununu incelediğim çok eğlenceli bir oyun olan ve benim mini oyun diye tabir ettiğim türden bir yapım olan ‘’12 labours hercules 2 The cretan bull’’un incelemesini sunacağım.

Bu tarz oyunlarda sabit mekanlar olur arkadaşlar ve genelde grafikler çok üst düzey değildir ve genelde 2 boyutludur. Oyunumuzda hız çok önemli zira turlarda ne kadar hızlı olursanız sizin için o kadar iyi. Yaptığınız iyi sürelere göre kupalar alabiliyorsunuz ve turlarda bulduğunuz puzzle parçalarıyla değişik yan görevleri etkin hale getirebiliyorsunuz. Turlara ilk girdiğimizde ise bize verilen işçilerle bazen bina yapabiliyor bazen ise önümüze çıkan engelleri aşarak turları geçmeye çalışıyoruz. İşçilerimiz yemek olmadan bir şey yapmıyorlar, zaten topladığımız her şey birbiriyle ilintili işçilerinizi çalıştırmak için erzaka bina kurmak veya geliştirmek için ise oduna ihtiyacınız oluyor.

Yapmanız gereken ise çok basit size verilen görevi(ekranın üst ortasında yazıyor) görev veya görevleri en kısa zamanda tamamlayabilmek. Turlar ve görevler ilk başlarda basit ve daha kısayken sonradan daha uzun ve zor görevler çıkabiliyor, hatta bazı turlar o kadar zorlayıcı ki ekranda nereye yetişebileceğinizi şaşırabiliyorsunuz. Yine eski oyunda olan ve bu oyunda da yardımımıza koşan ekranın sağ tarafında bulunan bonuslar var daha doğrusu joker diyelim. Bu jokerler turlara göre değişiklik gösterebiliyor, hatta bazılarında hiç olmayabiliyor. Bu jokerler ise işçilerimizi hızlandırabiliyor veya bize kurduğumuz binalardan daha fazla kaynak toplamamıza olanak sağlarken, binaları daha hızlı kurma ve ekstra bir işçi alma gibi işimizi kolaylaştıracak özellikleri kullanmamıza da olanak sağlıyor.

İlk oyunda olmayıp ta bu oyunda olan bir diğer yenilik ise toplamanız gereken kaynakların hırsızlar tarafından çalınması, eğer çabuk davranmazsanız bütün kaynaklarınızı topluyorlar ve size zor dakikalar yaşatabiliyorlar. Size bazı turlarda ilk oyunda da olan medusa ve cerberus’ta yardımcı oluyor. Ayrıca yine ilk oyunda olan ve bu oyunda çok olmayan boss niteliğindeki savaşlarda var, bu turlarda diğer turlarda oynayamadığımız sadece yatan ve bazen işimize yaradığında kasılan adeta bütün işin o yapmış gibi görünen herkül ile oynayabiliyoruz. Aslında mantık çok basit hızlı bir şekilde sizden istenilen görevleri doğru strateji ile doğru kaynakları toplayıp zaman kaybetmen yine doğru yolu seçerek en kısa zamanda turu bitirmek.

Sonuç olarak grafik bakımından çok bir şey beklenecek bir oyun değil lakin ara özetlerle desteklenen hikâyesi fena olmamış. Ama ilk oyuna nazaran üstüne bir şey koyamamışlar. Müzikler ve ses efektleri de aynı. Oynanabilirlik çok kolay zaten bu tarz oyunları 7’den 77’ye herkes oynayabilir bence. Çevre ve karakter modellemeleri yine aynı bundan sonraki oyunlarda daha kaliteli modellemeler ve grafikler bekliyoruz. Bir dünya puzzle benzeri şey kaldı, onların ne olduğunu anlayamadan oyun bitti. Böylesine akıcı bir mini oyunda bu tarz zorlayıcı ve sıkıcı şeyler olmamalı bence. Neyse pc’nizde yer kaplamayacak eğlenceli bir mini oyun istiyorsanız 12 labours of hercules 2 the cretan bull’u sizlere tavsiye ediyorum. Hepinize iyi oyunlar.






4 Nisan 2016 Pazartesi

Zombie Tycoon inceleme (psp nostalji)

Korku filmlerini ve oyunlarını genelde sevmişizdir yıllarca devam eden birçok seri veya uyarlama görmüşüzdür. Tabii korku filmi veya oyunu deyince akla birçok değişik yaratık filan gelir, kurt adam, vampirler veya zombiler gibi. Bugün bizi ilgilendiren yaratıklar ise zombiler. Benim en beğendiğim ve aklımda kalan zombi filmi ‘’yürüyen ölüler’’ filmiydi. Çok eski bir film tabii. Daha sonra değişik türde zombilerin hızlı,zeki ve dizi halinde karşımıza çıktılar, bunlardan  en popüler olanı ise walking dead’ti. Oyunlarda da çok değişik ve harika zombi oyunları sayabiliriz. Bunların en başındaki ise hiç şüphesiz ‘’resident evil’’dır.

Genelde oyunlarda hep zombileri avlayan yok eden olduk bugünkü sizlere incelemesini yapacağım oyunda ise işler tersine dönüyor. Yani biz zombileri yöneterek insanları ve şehri yok etmeye çalışıyoruz. Bu ilginç oyunun adı ise ‘’Zombie Tycoon’’ oyunumuz psp’a çıkmış bir oyun arkadaşlar kısaca hikâyesine bir göz atacak olursak brainshow adındaki profesör bazı çalışmalar sonucunda insanları geliştirdiği bir ilaç sayesinde kontrol edebileceği düşünür. Ve bu ilacı yardımcılarından biri olan ernest’e içirir fakat ernest’e bir şeycik olmaz, profesör bazı şeylerin ters gittiğini düşünse de ilacın tamamlandığını ve etki etmesi gerektiğini düşünmektedir. Ve bir an delilik mi desek veya buhran mı bilemem yaptığı ilacı kendi içer ve ilaç kendisinde etki gösterir ve ernest’i etkilemeyen ilaç onu bir zombiye çevirir ve diğer yardımcısı adını bilmiyorum gaz maskeli profesör diyelim bundan faydalanarak kendine bir ordu kurarak insanlığı yok etmeye kalkar.

Oyunumuzun tarzı ise strateji arkadaşlar bize verilen 3 grup zombi var, bunları renk grupları ile ayırmışlar. Mavi zombiler, yeşil zombiler ve kırmızı zombiler. Bu grupların birbirlerine herhangi bir üstünlüğü yok. İlk başta bize bir zombi veriliyor lakin sonradan diğer gruplardan da ekibimize dahil oluyor üç gruba maksimum 8 zombi ekleyebiliyoruz. Zombi gruplarını ister tek yani grup grup isterseniz de hepsini birlikte hareket ettirebilirsiniz. Benim tavsiyem hepsini birlikte kontrol edin zombilerinizi dağıtmayın derim, zira birlikten güç doğar derler ve bu oyun için tam yerinde bir söz bence.

Zombileri ise ele geçirdiğimiz kliniklerden çıkartabiliyoruz. Yani herhangi bir bina kurma filan yok oyunda. Zombileriniz öldüğünde kliniklerden tekrar çıkartabiliyorsunuz lakin kliniklerin yakınına gelip çıkartabiliyorsunuz uzak iseniz çıkartamazsınız. Ayrıca zombilerinizle önünüze gelen her binayı yok etmelisiniz zira binalrdan çıkan itemleri zombilerinize giydirebiliyorsunuz. Bu itemlerle ataklarını ve defanslarını yükseltebiliyorsunuz. Zombilerinizin kafasına, vücuduna bazı ekipmanlar takarak ki bunlar saçma sapan veya bayağı komik,absürt şeyler olabiliyor saksı veya soba borusu gibi defanslarını arttırabiliyoruz.

Ayrıca ellerine silah vererek saldırı güçlerini arttırabiliyoruz. Yine abu sabuk tuhaf silahlar var bunların çift el kullanılanlarının yanı sıra tek ele silah verip diğer ele ise kalkan niteliğinde araba kapısı,çöp tenekesi gibi koruyucu ekipmanlar takabiliyorsunuz. Bu itemlerin işe yaradığı bir konu daha var oda bazı tuzaklardan bu itemler sayesinde geçebilmemiz. Mesela, ateş tuzağından zombilerin kafasına su dolu bir fanus takarak geçebiliyoruz. Veya yolda olan bir çukurdan geçmek için ise zombilerinize balon takmak zorundasınız. Birde şehirde olan ve size saldıran daha doğrusu kendilerini koruyan insanlar var, bazıları güçsüzken bazıları asker ve polis olanlar çok güçlü olabiliyor ve zombilerinizi rahatlıkla haklayabiliyorlar. Ve bazı turlarda bu insanlarla boss niteliğinde savaşlarda yapabiliyoruz. Zombilerimizi level atlatma yok ama belli bir deneyim puanına geldiğinizde hak limitleri ve diğer bazı yetenekleri gelişiyor. Bunun yanı sıra öldürdüğünüz insanlardan veya binalardan da bazı değişik geliştirmeler edinebiliyorsunuz. Oyunumuz 10 dolu dolu oynayabileceğimiz eğlenceli turlardan ibaret arkadaşlar bunu da hatırlatmadan geçmeyeyim dedim.

Grafik bakımından fazla bir şey diyemem zira oyun eski ve psp’ye çıkmış bir oyun, hikâyesi ise fena değil daha fazla aralarda özet olabilirdi mesela bunun yanı sıra müzikler ve sesler fena değil. Çevre ve karakter modellemeri de fena değil ama daha iyi olabilirdi. Bir de haritalar çok küçük biraz daha büyük olabilirmiş. Yapay zeka oldukça başarılı sizi yok etmeye odaklanmış insanlarla dolu her yer bu da yetmiyormuş gibi zombilerinize binalrdan da bir şeyler atıp haklarını azaltıyorlar hatta yok edebiliyorlar. Oynanış pek kolay değil zira Mouse ile oynanmadığı ve gamepad ile oyandığı için  kamera kontrolü ve zombileri kontrolde zaman zaman sıkıntılar yaşayabiliyorsunuz. Sonuç olarak eğlenceli,biraz saçma biraz absürt komik bir oyun görmek istiyorsanız eski olsun benim için far etmez bana keyifli dakikalar geçirsin diyorsanız ‘’Zombie tycoon’’ oyununu kesinlikle bir deneyin derim. Hepinize iyi oyunlar.











2 Nisan 2016 Cumartesi

The Descendant ön inceleme (pc)

Kıyamet sonrası film ve oyunlardan son zamanlarda epeyce görür olduk. Nedendir bilmem ama küresel ısınma ile dünyanın sonu yaklaşıyor filan diyerek insanları bir takım korkulara mı zerk etmek veya dünya olası bir savaş sonrasında böyle hale gelebilir. Ona göre hareket edin gibilerinden bir takım şeyleri insanlara göstererek sırf ibret olsun diye halinize şükredin ve insan gibi yaşayın, doğaya saygı duyun, kirletmeyin gibilerinde mesajlar vermeye çalışıyorlardır belki kim bilir.

Bugün önceden gördüğümüz ve incelediğimiz demin sizlere açıklamasını yaptığım kıyamet sonrası daha doğrusu dünyanın girdiği büyük bir savaş sonrası yok olması ile beraber tüketilen kaynakların yerine hayatta kalanların yenilerini bulması için verdikleri mücadeleyi yani insanlığın büyük bir yıkımdan sonra hayatta kalma mücadelesinin anlatıldığı ‘’The descendant’’ oyununun ön incelemesini yapacağım. Oyunumuzun türü tıkla-ilerle, macera oyunu arkadaşlar tabii demin saydığım kıyamet sonrası ve bilim-kurguyu da ekleyebiliriz. İlk başta gözümüze çarpan grafikler oluyor, cell shade denilen Türkçeye plastik kaplama olarak çevirebileceğimiz karakterleri daha canlı ve parlak gösteren değişik bir 3d kaplama sanatı diyebiliriz aslında cell shade için. Göze hoş ve estetik açısından gayet başarılı bir grafik harikadır cell shade.


Oyunda seçimlerimizi ise belli bir noktada çıkan seçenekler ile tıklayarak veya bazı tuşlara basarak yapabiliyoruz. Daha önceden telltale oyunlarını walking dead veya game of thrones oynadıysanız çok benzeri seçimler olduğunu göreceksiniz. Karakterimizi klasik tıkla-ilerle oyunlarındaki gibi Mouse hareketi ile yönlendirebiliyoruz. Diyaloglara girebiliyor bazı objeleri oyunda bazı objeleri alarak bazı yerlere kullanabiliyoruz bu objeleri otomatik kullanıyor arkadaşlar sizin sadece doğru etkileşime geçilecek yeri bulmanız yeterli. İki karakteri farklı mekânlarda yönetebiliyoruz. Bu da oyundan sıkılma riskimizi azaltıyor. Oyun Türkçe destekli değil arkadaşlar ama ileride yaması çıkar diye ümit ediyorum. Oynanışta çok zor değil hem grafikleri hem kaliteli sayılabilecek bir oyun olan ‘’The descendant’’ı kesinlikle denemenizi tavsiye ediyorum. İyi oyunlar.






Yeni yayınları kaçırma!