Temmuz 2015 ~ karekareoyun

English (US) Deutsch Français Русский 中文(简体) Português Italiano 日本語 한국어 Español
Twitter Bird Gadget
slideshow

Men of War inceleme (pc nostalji)

Mükemmel bir 2.Dünya savaşı simülasyon, strateji oyunu.

slideshow

Prototype inceleme (pc nostalji)

Aksiyonu dibine kadar yaşayabileceğiniz harika bir oyun.

slideshow

Ninja Cats vs Samurai Dogs inceleme

Kedi köpek kavgalarını değişik boyutta yaşayacağınız farklı bir yapım

slideshow

Senran Kagura Shinovi versus Ön inceleme

Seksi anime dövüşçüleriyle oynamaya hazır olun.

slideshow

Armikrog ön inceleme

Stop-motion ile hayata geçirilmiş süper bir macera oyunu.

slideshow

E.T Armies ön inceleme

Killzone benzeri harika bir fps oyunu.

slideshow

2016 Yılı Güncel Tıkla İlerle Macera Oyunları Listesi (güncellendi)

Macera oyunlarını sevenler için hazırladığım geniş çaplı bir liste

slideshow

Sunset Riders inceleme ( retro arcade game)

Atari salonlarının vazgeçilmez arcade kovboy oyunu.

slideshow

Youtube kanalıma abone olmayı unutmayınız

oyun inceleme,ön inceleme,nostalji,retro ve daha birçok video incelemeyi kanalımda bulabilirsiniz.

31 Temmuz 2015 Cuma

Way of The Samurai 4 ön inceleme

Uzun zamandır beklediğimiz samuray oyunu way of the samurai 4 en sonunda pc’ye çıktı. Epey zaman biz oyuncuları beklettiler, konsollara 2 yıl önce çıkan oyun her nedense pc’ye çok geç çıktı. Aslında önceki oyunları sadece konsollara çıkan bir oyundu way of the samurai ama bu sefer çoğu oyun firmasının izlediği politikayı uygulayıp pc’yi görmezden gelmediler.

Önceki oyunları oynayanlar bilirler, değişik kamera açılarıyla birçok görevi ifa ettiğimiz eğlenceli ve bol kılıç dövüşü aksiyonu olan bir oyundu way of  the samurai. İlk olarak oyuna girdiğimizde oynayacağımız karakterimizi şekillendiriyoruz. Yani bir nevi rpg oyunlarında ki gibi kafamıza göre bir görünüm kazandırıyoruz. Oyunumuzda sadece dövüş yok tabii bunun yanı sıra karşılaştığımız kişilerle diyaloglara girebiliyoruz. Ve bu kişilerle istersek görevler yaparak para kazanabiliyoruz.

İlk başlangıçta tuhaf bir şekilde çıkan bir hengamenin içinde kendimizi buluyoruz. Aslında bizi ilgilendiren bir durum yokken her nedense başkaları arasında çıkan kavganın içine çekiliyoruz. Ve bu esnada bize pratik babında basit hareketler öğretiliyor. Vurma, koruma filan fişman. Bir de uyarıda bulunayım diyaloglarda dikkat edin zira verdiğiniz cevaplara göre oyunun hikâyesi şekilleniyor ve ona göre.

Daha sonra oyuna başlangıç yaptıktan ve biraz ısındıktan sonra oyunda serbest bırakılıyoruz. Ve geniş haritamızda ana görevleri yapabiliyoruz. Bunun yanı sıra yan görevleri de yerine getirebiliyoruz. Yoldan gelen geçenle sohbet edebiliyoruz, eğer istersek gta’daki  gibi birilerine kafa tutup dövüşebiliyorsunuz da. Haritamızda yine item alabileceğimiz ve satabileceğimiz shoplardan istediğiniz ekipmanı tedarik edebilirsiniz. Ayrıca öldürdüğünüz düşmanlarınızdan item ve silahlarını alabilirsiniz.

Sonuç olarak samuray oyunlarını sevenler için ve özellikle way of the samurai hayranlarının kaçırmaması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. Ayrıca oyunu gamepad ile de oynayabilirsiniz. Bu hatırlatmamdan sonra artık yazımın sonuna gelirken oynanışı zevkli,kaliteli müzikleri ve iyi denecek grafikleriyle way of the samurai kaçırmayın derim. Hepinize iyi oyunlar.







28 Temmuz 2015 Salı

Darksiders inceleme (pc nostalji)



Vigil games’in efsane oyunu mistik olayların yoğun yaşandığı ruhani dünyadan gelen yaratıklarla dolu olan darksiders oyununu inceleyeceğiz hemen oyunun konusuna biraz değinecek olursak cennet ile cehennem arasındaki yıllarca süren savaşın sonunda anlaşma yapılır ve savaş biter fakat öyle bir zaman gelir ki cehennem tarafı anlaşmayı bozar ve savaşı başlatır amaç dengede önemli rol oynayan insanoğlunu yok etmektir.

İşte tam bu anda bizimde yöneteceğimiz karakterimiz olan mahşerin dört atlısından olan war devreye girer mahşerin dört atlısı ise bilindiği üzere bazı kutsal kitaplarda adları geçen kıyamet gününde ortaya çıkacaklarına inanılan ruhani dünyanın yaratıklarıdır bunlar: savaş, ölüm, kıtlık ve salgındır bizim karakterimiz demin de yazdığım gibi war yani savaş her atlının kendisine ait bir mührü var ve her karakterin mührü iki kehanet getiriyor mahşer gününün gelip dünyanın yok olmasına engel olabilmek için mühürleri korumak zorundalar ama bu hiç te kolay değil savaşın işi zor insanlığın kaderini yük olarak omuzlarında taşıyor onun mağlup olması demek insanoğlunun yok olması demek onun için savaşa iblislerle yapacağı bu meşakkatli savaşlarda yardım etmemiz gerekiyor.

 Neyse daha fazla hikâye ile ilgili detaylara girmek istemiyorum darksiders oldukça uzun ve oyalayıcı bir oyun birçok silah ve geliştirme bulunmakta bunlara örnek verecek olursak chaoseater, orak ve sarsıntı eldiveni gibi silahlar kullanabiliyoruz bunun yanı sıra birçok geliştirmede mevcut mesela pasif yetenekler gölge uçuşu, yılan delikleri, kaos form, saldırı engelleme, kronosfer ve savaş’ın atı ruin ayrıca donanım ve ekipmanlar ise earthcaller, crossblade, merhamet, abyssal chain void walker mask of shadows gibi özel yetenekler ise blood geyser,  stoneskin, immelation, affliction kullanılabilir parçalar ise life essence sağlığımızı çoğaltıyor tabii ki, undyig  greater rage ve daha bir çok açıklaması çok uzun belki de sayfalarca sürecek geliştirme ve ekipman var onun için detaylara girmiyorum silahlara kullanılabilecek element tarzı geliştirmeler ise bane,ravager,combat lore,carnage,bloodthirst  vs. tabii bu geliştirme ve silahları turlarda buluyoruz ve ya yok ettiğimiz yaratıklardan alıyoruz.

Birde artifactlar var onlarıda turlarda gizli yerlere saklamışlar artık bulmak istiyorsanız bayağı uğraşacaksınız demektir. Bence hiç uğraşmayın pek bir işe yaramıyor zaten sonuç olarak grafikleri kaliteli bir oyun darksiders hikâyesi çok hoşuma gitti diyebilirim akıcı ve mistik bir havası var fantastik bir kıyamet senaryosu diyebiliriz. Müzik ve sesler oldukça başarılı çevre, karakter, silah ve yaratık modellemeleri harika olmuş bence kamera açıları çok iyi oynanabilirlik çok kolay olduğunu söyleyemeyeceğim özellikle benim aklımda kalan çöldeki dev  yılan tarzı bir yaratıkla olan savaşım kaldı aklımda çok zorlamıştı beni adeta sinir krizleri geçirtmişti.

Turlar ise adeta açık dünya oyunu gibi gez gez bitmiyor bazen nereye gideceğinizi saptıyorsunuz bu durum bazen hoşunuza gidiyor bazen de çok sıkabiliyor yaratıklarla savaş çok zevkli yaptığınız combolarla ve değişik silahlar ve de güçlerinzle tabii ki ama turlar uzadıkça sanki hep aynı şeyi yapıyormuş hissine kapılıyorsunuz ve tekrara düşüldüğünü hemen anlıyorsunuz.

 Ayrıca bir şeye değinmeden geçemeyeceğim bazı forum sayfalarında ve internet sitelerinde darksiders için god of war benzeri ve çakması tarzı yorumlar yapıldığını okudum bunlar çok yanlış yorumlar arkadaşlar sonuçta geliştirmeler, combolar ve yaratıklarla olan savaşlar benziyor diye böyle bir benzeştirme yapmak bence oyundan anlamamak demektir hikâyenin hiç alakası olmadığı aşikâr bir de insanlar bazen harika olan şeylerden ve hafızlara çok yer edinmiş ve kazınmış şeylerden ilham alabilirler bu kötü bir şey değildir ki ben aldıklarını sanmıyorum zaten bundan sonra hep bu tarz oyun yapıldığında yapılacak yorum bu god of war benzeri bu düşünceyi artık akıllardan silmeliyiz.

 Ayrıca sizi oyun cahilleri bunu biliyor musunuz god of war’dan öncede legacy of kain soul reaver vardı hikaye ve düşman savaşları birbirine çok yakındı niye o zaman soul reaver var demediniz bir şey bilmeden bol keseden atmayı iyi biliyorsunuz birde yeni oyunları çıktığında oynamadan da etmiyorsunuz bence sadece oyunları oynayın ve boş boş yorumlarda yapmayın derim aslında daha söylenecek çok şey var örnek god of war diyorsunuz hiç dikkat ettiniz mi kamera açıları en berbat oyundur hatta birinci sıraya koyarım darksiders ise harika ve özgür kamera açılarına sahip neyse darksiders sonuç olarak oynanması gereken harikulade bir oyun daha oynamadıysanız god of war benzetmesi yapan oyun cahillerine kanmayın hemen oynayın derim farkı göreceksiniz iyi oyunlar. 












Farm Frenzy: Hurricane Season (mini game) inceleme



hepimiz canımız sıkıldığında nerede olursak olalım vakit geçirmek için ya cep telefonumuza ya da tabletimize sarılırız. Kimi zaman müzik dinleyerek vakit geçirmeye çalışırken kimi zamanda oyun oynayarak vakit geçirmeye çalışırız.

İşte bu bağlamda mobil cihazlarımız bizim için önemli yer tutuyor. Son yıllarda gelişen işletim sistemleri ve cep telefonu teknolojisi sayesinde kaliteli oyunları istediğimiz yerde rahatlıkla oynayabiliyoruz. İşte bu noktada bize oynayabileceğimiz zevkli bizi sıkmayacak ve nasıl zaman geçirdiğimizi anlamayacak oyunlar gerekiyor. Biz oyuncular bu tarz oyunlara mini oyun veya çerezlik oyun diyoruz. Bu tanımlamalar kesinlikle oyunları ve yapımcılarını küçümsemek amacıyla söylenen bir görüş değil.

Bu daha çok genelde düşük bütçeyle yapılan ve çok popüler olmayan oyun stüdyolarının yaptığı oyunlar olduğu için böyle bir tanımlama yapıyoruz. Neyse bugün inceleyeceğimiz oyun kendini kanıtlamış ve illa ki adını duymuş olduğunuzu düşündüğüm ‘’farm frenzy’nin’’ yeni oyun hurricane season. Yeni canlı grafikleri ve bir dünya turu ve bazı değişiklikleriyle karşımıza çıkıyor.

Oyunumuza ilk girdiğimizde kocaman bir harita karşımıza çıkıyor ve ilk başta basit ve kısa turlarla oyuna başlıyoruz. Yine eskisi gibi belli bir süre içinde turları tamamlamalısınız. Eğer sizden istenilen sürede oyunu tamamlarsanız altın ve gümüş kupalar kazanıyorsunuz. Ama çok dert etmeyin ben yavaş oynamak istiyorum strese gerek yok diyorsanız da sorun değil, zira her halükarda turları kupa almadan da geçseniz bir sonraki tur açılıyor.

Yine eski oyunlardan hatırlayacağımız geliştirmeler bu oyunumuzda da mevcut, turlardan kazındığınız puanlarla bu geliştirimleri açabilirsiniz. En başta zorunlu olan ve sizden istenilen geliştirmeleri yapmalısınız. Bir de sizin kullandığınız su kuyusu, araba, kiler deposu, kafes gibi geliştirmeleri yaparak oyunu daha rahat bir şekilde oynayabilirsiniz.

Bu oyunda tokens diye bir şey var onu da altın kupa aldığımızda bize veriliyor bir de rastgele turlarda önünüze çıkacak olan stickers (çıkartma) albümündeki seriyi tamamladığınızda size veriliyor. Peki, ne işe yarıyor bu tokens’lar diye soracaksanız şöyle söyleyeyim. Bize turlarda yardımcı olacak bonus itemleri kazanmamızı sağlıyor. Sol alt köşedeki makinede kazandığınız tokenslarla değişik bonuslar kazanabiliyorsunuz, ama x gelirse hava alıyorsunuz.

Bonuslara örnek verecek olursak, kamyonumuz için hızlı transport, otomatik çimleme, otomatik yabani hayvan yakalama, sizi bekletmeden hayvanlarınızın ve makinelerinizin size çabuk ürün vermesi için tek tık bonusu bir de yabani hayvanlardan korunma bonus itemleri var. Bu itemleri turda sol alt köşedeki menüyü açarak görebilirsiniz. Bunun yanı sıra bir de awards (ödüller) var bunlarda turlarda toplamda yapmanız gereken şeyler sonucunda size verilen tokenslar oluyor.

Oyunda yine aynı hayvanlar var fakat yenilik olarak arı kovanı eklenmiş bir de ayı saldırısının yanı sıra gelincik eklemişler. Mesela bazı oyunlarda koyun olurdu bu oyunda yok ne yazık ki. Neyse turlarda ise yine sizden kek, cheescake, peynir filan gibi ürünler yapmanız isteniyor bu arada hava aracınızla ürünlerde kullanmak üzere karışımlar almak zorundasınız.


Grafik bakımından daha canlı ve yine oldukça eğlenceli bir oyunla karşımıza çıktı farm frenzy ama şu geliştirme işini bir türlü halledemediler. Bence ana menüde her şeyimizi geliştirdikten sonra bir de oyunun içinde geliştirme yapmamız çok saçma bence. Örnek ben kamyonu mu en son haline getirtmişim ama oyuna girdiğimde ne yazık ki ilk haliyle karşıma çıkıyor neden son haliyle değil. Neyse arkadaşlar el hızı zekâ çabukluğu ve biraz da doğru strateji gerektiren size hoş vakit geçirtebilecek olan bir mini oyun olan ‘’farm frenzy hurricane season’’ oyununu incelemeye çalıştım umarım beğenmişsinizdir. Hepinize iyi oyunlar. 





27 Temmuz 2015 Pazartesi

Yasai Ninja ön inceleme


Bugün çok değişik bir oyunun ön incelemesini yapacağız arkadaşlar. İki sebze karakteri evet yanlış duymadınız sebze olan iki karakter, teki brokoli diğeri de pırasa sanırım yönettiğimiz platform, aksiyon oyunu yasai Ninja oyununu sizlere tanıtmaya çalışacağım.

Zindan da başlayan oyunumuz iki sebze kahramanımızın birbirine yardımıyla devam ediyor ve biz de bu uğurda onlara yardım ediyoruz. Brokoli joe elindeki nunchaku’suyla düşmanlarına korku salarken diğer kahramanımız ise kılıcıyla bize saldıran sebze düşmanlarımızı çok güzel şekilde doğrayabiliyor.

İki karakterimizi değiştirerek oynayabiliyoruz. Bunun yanı sıra kendilerine has bazı özellikleri mevcut, oyunda karşımıza çıkan bazı irili ufaklı bulmacaları karakter değiştirerek çözebiliyoruz. Ayrıca pırasa savaşçımız daha yükseğe zıplayabiliyor. Daha doğrusu Ninja olduğu için hava da bir ikinci kez zıplayabiliyor.

Oyunumuz iyi hoş eğlenceli ama çok kötü bir yanı var. Bazı yerlerde oynarken diyelim epey geçtiniz yüzdünüz yüzdünüz kuyruğuna geldiniz, zar zor engelleri zıplayarak aştınız ama son anda düştünüz. İşte o zaman ayvayı yediniz zira sizi en başından başlatıyor, bu da haliyle sıkabiliyor. Keşke düştüğümüz yerden başlayan bir checkpoint sistemi olsaydı eğlencemizin içine limon sıkılmazdı.


Neyse eğlenceli, komik ve küçük boyutlu bağımsız bir stüdyo oyunu olan popüler oyunlara alternatif bir yapım diyebileceğimiz yasai Ninja oyununu ön incelemesini yaptık bugün sizde bu tarz oyunların meraklılarındansanız kesinlikle tavsiye ediyorum.iyi oyunlar.





15 Temmuz 2015 Çarşamba

Traverser ön inceleme


Oldum olası platform tarzı atlamalı zıplamalı oyunları sevmişizdir. Hiç bıkmadan usanmadan süper mario oynadığımız olmuştur, bunun yanı sıra benzer oyunları da saatlerce oynadığımız olmuştur. Nedendir bilinmez bu tarz oyunlar hep bizi bir şekilde ekranın başına kilitlemeye yetmiştir.

Bugünde ön incelemesini yapacağımız oyun olan traverser bana bizi ekranın başına kitleyen o klasik eğlenceli platform oyunlarını anımsattı. Oyunumuzda küçük bir kızı yönetiyoruz bulunduğumuz mekânlarda gezerek bazı objeleri tanıtabiliyoruz. Karşılaştığımız insanlarla diyaloglara girip görevlerimizi ifa ediyoruz. Sadece kapalı mekânlarda geçmiyor oyunumuz, ayrıca çok ilginç ve masalsı aynı zamanda bir o kadarda da bilim-kurgusal bir dünyada dolaşabiliyoruz.

Size verilen küçük bir görevin ardından raven Corporation denen ve bütün şehrin kontrolünü elinde tutan büyük şirkete giderek bir dizi testten geçiriliyoruz. İlk başta nesneleri kontrol edebileceğimiz manyetik gücü olan bir eldiven alıyoruz ve bu eldiven sayesinde büyük kasaları veya sandıkları hareket ettirebiliyoruz. Bunun yanı sıra oyunda gizlilikte var. Adeta splintercell oynuyormuş gibi muhafızlardn sessizce kaçarak turu geçebiliyoruz, ayrıca güvenlik kameralarına da çok dikkat edin derim.

Sadece saklanma ve nesne kaldırma yok tabii ki bunun yanı sıra size saldıran robotlar da oluyor onları da yine manyetik eldiveninizle kontrol edeceğiniz bir sandık yardımıyla onlara vurarak yok edebilirsiniz. Ayrıca ufak tefek bulmaca tarzı şeylerde var mesela geçit gibi bir yerden eldiveniniz sayesinde geçerek bazı sandıkları diğer yere geçirerek lazerlerden geçebiliyorsunuz. Bir de aldığınız büyük bir fıçı sayesinde içine girerek muhafızlardan, kameralardan ve lazerlerden rahatlıkla geçebiliyorsunuz.

Sonuç olarak eğlenceli, zevkli küçük boyutlu bir macera oyunu oynamak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu ön inceleme olduğu için hikâye konusunda net bir yorum yapamam zaten tam anlamıyla incelemeyi ancak oyun bittikten sonra yapabilirim. Ama oynamaya değer ve eski platform oyunlarını sevenler kesinlikle kaçırmamalı. Hepinize iyi oyunlar.







9 Temmuz 2015 Perşembe

Knee Deep ön inceleme


Sizlere değişik, deneysel ve bağımsız oyunları tanıtmaya ve incelemeye oldukça özen gösteriyorum. Popüler oyun ve stüdyoların yanı sıra bağımsız stüdyoların ve çok popülaritesi olmayan oyunları elimden geldiğince sizlere sunuyorum.

Bugün de bağımsız bir stüdyo olan prologue games’in ve daha çok deneysel bir macera oyunu olan knee deep oyununu tanıtacağım. Oyunumuz anladığım kadarıyla bir cinayet üzerine kurulu ve karakterimizin bu olayla ilgili başından geçenleri ve bu olanlarla alakalı olup olmadığıyla alakalı bir takım diyalog ve sorularla şekillendirdiğimiz aksiyonu olmayan bir macera oyunu.

Öncelikle olarak karakterimizi biz yönetmiyoruz devamlı kendi kendine değişen mekânlarda birileriyle diyaloglara giriyoruz. Ve altta çıkan 3 seçenekten istediğimizi seçerek soruları yanıtlıyoruz. Etraftaki objelere veya herhangi bir şeye bakma gibi bir şansımız ne yazık ki yok, bu yüzden oyun çok yavan ve sade olmuş diyebilirim.

Bunun yanı sıra oyunda seslendirmeler yapılmamış. Yıl olmuş 2015 siz çıkardığınız oyunda seslendirme yapmıyorsunuz. En tuhaf olan tarafı da diyaloglu soru-cevaba dayalı bir oyunda bunu yapmıyor olmanız. Bence bu oyunun en büyük eksilerinden.

Oyunda diyaloglarda size sorulan sorulara verdiğiniz cevaplara dikkat edin aynı telltales yaptığı oyunlarda ki gibi örneğin: walking dead, verdiğiniz cevapları karşınızdaki karakterler unutmuyordu ve buna göre hikâyeyi şekillendiriyordunuz. Sanırım aynı şey bu oyun içinde geçerli, fakat bunun için orta düzeyde olsa İngilizce bilmelisiniz. Umarım ileride Türkçe yaması çıkar ve daha iyi anlayarak oynayabiliriz.

Sonuç olarak bölüm bölüm çıkacak olan knee deep’in çok sıradan oynanışı var, çoğu oyun sever sıkılacaktır zira pek farkındalık olacak bir şey yok. Bu oyunun kurtuluşu sadece ve sadece hikayenin zenginliği ve merak ettirmesi aynı zamanda akıcılığına bağlı. Yani tek kurtuluşu senaryo. Bunu tam anlamıyla özümseyebilmemiz için ise oyunun tamamını görüp bir karar verebiliriz arkadaşlar. Hepinize iyi oyunlar.






7 Temmuz 2015 Salı

How to Survive Third Person Standalone ön inceleme


Hayatta kalma ve zombili oyunlar son yıllarda bir hayli popüler hale geldi. Daha çok bağımsız stüdyoların piyasaya sürdüğü düşük bütçeli yapımlar oyuncuların gözdesi haline geldi. Bununla beraber birçok bağımsız oyun stüdyosu için de ilham kaynağı oldu bu durum.

Bugün ön incelemesini yapacağımız oyun aslında daha önceden çıkmış bir oyun, evet yanlış duymadınız. Eko software’in geliştirdiği ve tepe kamerası ile oynanabilen how to survive oyununu bu sefer third person yani arkadan görüş açısı ile oynayabileceğimiz şekilde piyasaya sürdüler. Neden böyle bir şeye gerek duydular onu bilemeyiz.

Önceki oyunu oynayanlar hikâyeyi zaten biliyorlar. Onun için es geçiyorum, ama devam oyunu sanan arkadaşlar varsa kesinlikle değil aynı oyun hiçbir farkı yok. Bu hatırlatmamızı yaptıktan sonra incelememize gelelim. Oyuna basit görevlerle başlıyoruz adeta bize pratik yaptırırcasına yaralı birini iyileştirmemiz için bir bitki bulup onu iyileştirmemiz isteniyor, bu bitkileri bizde ileride sağlığımız azaldığında sağdan soldan bulup kullanabiliyoruz.

Akabinde tamamı açık olmayan haritamızda gitmemiz gereken noktaya ilerlemek için görevlendiriliyoruz. Amaç ne olduğu bilinmeyen bir salgından sonra herkesin insan yiyen bir canavara dönüştüğü dünyada bir şekilde hayatta kalmak. Elimize ilk başta bir sopa parçası alıyoruz fakat sonradan değişik silahlar kullanabiliyoruz. Yolumuza çıkan bazı eğitici videoları alıp izlemenizi tavsiye ederim.

Oyunda level atlama sistemi var ve her level atladığınızda size verilen puanla yetenek ağacınızdan geliştirmeler yaparak karakterinizi güçlendirebiliyorsunuz. İlk başta seçme şansınız yok ama sonradan değişik birçok yeteneğe, artık hangisine kullanmak isterseniz puanınızı verebilirsiniz. İlk başta ateş yakma yeteneğine sahip oluyoruz. Daha sonradan bize verilen görevlere devam ediyoruz. Bu arada oyunda gece gündüz döngüsü de var onun için dikkatli olun ve arkanızı kollayın derim.


Karanlık olunca hemen fenerinizi kullanabilirsiniz. İsterseniz kullanmayın, bana karanlık vız gelir tırıs gider korkmam ben zombilerden diyorsanız yanılırsınız. Zira gollum’a benze tuhaf bazı hızlı yaratıklar size saldırıyor bunlardan en iyi fenerle kurtulabilirsiniz. Çünkü ışıktan korkuyorlar. Ama fenerin şarjına dikkat edin eğer biterse dolduracak yer bulmalısınız.

Avlanma da yapabiliyorsunuz. Mesela bulduğunuz tel parçası ve sağlam bir odun parçası ile yay yapabiliyorsunuz ve zombileri de bununla öldürebiliyorsunuz. Daha sonradan bulabileceğiniz değişik başlık, zırh,dizlik gibi ekipmanlarla karakterlerinizi güçlendirebiliyorsunuz.
Grafikleri fena olmayan çok büyük boyutlu olmayıp ta hayatta kalma tarzı crafting tarzı oyun meraklılarına kesinlikle oynamalarını tavsiye ederim. İlk oyunu oynamadıysanız bu oyun tam size göre bir fırsat diyebilirim. İyi oyunlar.





2 Temmuz 2015 Perşembe

Kings of Kung Fu ön inceleme



aranızda atari salonuna gidip karşılıklı dövüş oyunlarından oynayan kaç kişi vardır bilemem tabii ama ben o şanslı insanlardan biriyim. Hemen hemen bütün efsane arcade dövüş oyunlarını oynadım veya gördüm. Genelde tek oynayıp oyun bitirmek istesek te illa ki inatla birisi jeton atıp karşımıza gelirdi ve o andan itibaren bütün oyun keyfimiz kaçardı. He eğer o oyunda çok ustaysanız hiç korkmanıza gerek yok tabii ki.

Bugün de ön incelemesini yapacağımız oyun bana eski atari salonlarında oynadığım arcade dövüş oyunlarını hatırlattığı için böyle bir girizgâh yapayım dedim. Gelelim oyunumuza ‘’kings of kung fu’’ adından da anlaşılacağı üzere kung fu’nun krallarının olduğu bir oyun.

Çok basit bir menüye sahip olan oyunumuzda ilk yapmanız gereken genelde dövüş oyunlarında yapmamız gereken dövüşçüleri tanımak ve hareketlerini öğrenmek, bunun için practice moda girip istediğiniz karakteri alıp hareketlerini çalışıp öğrenebilirsiniz. Oyunumuz da 14 karakter bulunmakta, ayrıca birçok değişik saha da mevcut.

Karakterlere biraz değinecek olursak eski yeni bildiğimiz dövüşçülerin modellerini göreceksiniz, mesela Bruce Lee, Chuck norris, van damme, jackie chan, tony jaa, bolo yeung, jet li,ip man gibi. Fakat isimleri aynı değil sadece modelleri aynı hatta bir saha Bruce lee ve Chuck norris’in oynadığı ejderin dönüşü filminde ki roma’da dövüştükleri yerin aynısı. Pratikte command liste girip karakterlerin iyice serilerini öğrenin daha sonra canınız istediği zaman versus moda girip arkadaşlarınızla veya pc ile kapışabilirsiniz. Ayrıca pc’yi kendi haline bırakıp dövüşleri izleyebilirsiniz.

Arcade moda girdiğimizde ise diğer dövüş oyunlarından pekte fraklı olmayan özet yerine çizgi roman tarzı bir açılış yapılıyor ve akabinde dövüşe giriyoruz. Bu oyunda ki farkındalık nedir? Özel güç veya saldırı şekli var mıdır? Diye soracak olursanız şöyle cevap vereyim. Moratl kombat’taki gibi fatality veya bir şey fırlatma veya dondurma yok, Street fighter’daki gibi hadouken veya tekken’deki gibi ışıl ışıl bayağı can götüren özel saldırı şekilleri de ne yazık ki yok.

Sonuç olarak küçük boyutlu ve çok sistem gerektirmeyen, kalabalık arkadaş ortamında çok zevkli zaman geçirebileceğiniz size atari salonlarını hatırlatacak daha sade arcade, karşılıklı dövüş simülasyonu diyebiliriz. Bence denemeye değer arkadaşlar hepinize iyi oyunlar.







1 Temmuz 2015 Çarşamba

The Dream Machine ön inceleme



Yine ilginç bir tıkla-ilerle macera oyunuyla karşınızdayım. Niye ilginç diyorum zira oyunumuz stop-motion tekniğiyle hayata geçirilmiş bir yapım, nedir stop-motion diyen arkadaşlarımız olabilir, kısaca hatırlatalım. Stop-motion kilden veya hamurdan yapılmış materyallerle tek tek hareketlerin çekilerek ve bu hareketlerin tamamının daha sonradan birleştirilip oynatılıp film şekline getirilmiş halidir.

Gelelim oyunumuza çok popüler olmayan bağımsız bir oyun stüdyosu olan cockroach inc’in geliştirdiği bu sıra dışı oyun aslında yeni çıkmadı. 3 yıl kadar önce çıkmış bir oyun aslında fakat o zaman böyle imkânlar elimde yoktu zaten blog sayfamı ve youtube kanalımı açalı çok zaman olmadı onun için bende böyle oyunları eski de olsa ön inceleme maiyetinde sizlere sunmaya çalışıyorum.

Oyunumuz yazımın başında yazdığım gibi klasik tıkla ve ilerle mekaniğine sahip yani yön tuşlarına ihtiyaç duymadan sadece Mouse ile oynayabiliyorsunuz. Bu oyunumuzda da diyaloglar var bunun yanı sıra bulmaca var mı orasını bilmiyorum zira çok ilerlemedim. Ama büyük ihtimalle olabilir. Yine sağdan soldan bazı objeleri alarak menümüzde bulunduruyoruz ve bunları başka yerlere kullanarak oyunu ilerletmeye çalışıyoruz.

Hikâyeye kısaca değinmek isterim lakin bende çok anladım diyemeyeceğim, zaten başlangıçta çok açıklayıcı bir özetle başlamıyor oyun sadece yönettiğimiz karakterin tuhaf bir rüyasını oynuyoruz. Akabinde ise evinde uyanıyor ve taşınmakta olduğu evinde bir dizi görevler yaparak ilerlemeye çalışıyoruz.

Benim çok önemsediğim hususlardan biri bu tarz oyunlarda bize objelerin yerini gösteren bir sistem olması önceki bu tarz oyunların incelemelerinde buna çokça değinmiştim. Örnek olarak secret files’ta search scene(bulma ekranı) adı altında bir tuşa bastığınızda size otomatikman etkileşime geçeceğiniz objeleri gösteriyordu. Sizde böylece hem zamandan kazanıyordunuz hem de fazla sıkılmadan hangi objeyi acaba kullanacağım veya tanıtacağım diye düşünmüyordunuz. Bu oyunumuz da ise ne yazık ki böyle bir sistem yok onun için çok dikkatli olun ve mouse’unuzla mümkün mertebe her objeye gezdirin.

Sonuç olarak değişik grafiklere sahip olan küçük boyutlu ve pc’nizde sistem gerektirmeyen eğlenceli bir oyun oynamak istiyorsanız kesinlikle size tavsiye ediyorum arkadaşlar. hepinize iyi oyunlar.






Yeni yayınları kaçırma!