Need for Speed Most Wanted inceleme (ps2 nostalji)

blackbox stüdyosunun hazırladığı e.a firmasının 2005 yılında dağıtımcılığını üstlendiği en çok oynanan sokak yarışı oyunu olan need for speed most wanted’i inceleyeceğiz.

Araba yarışı oyunlarından dünyada en çok tanınanı ve satılanı olan need for speed ilk çıktığı zamanlar bu kadar yoğun ilgiyle karşılanmamıştı. Ancak git gide çığ gibi büyüyen hayran kitlesiyle beraber sonraki oyunlarda beklentileri de yükseltmişti. İşte most wanted’de bu beklenti zirve yaptı. Ve o yıların en çok konuşulan ve oynanan aynı zamanda satılan oyunlarından biri oldu.

Şimdi gelelim oyunumuzun içeriğine yarış oyununu salt salt bir biçimde karşımıza çıkartmaktan sıkılan yapımcılar hikâyeyi zenginleştirip ara özetleri sanki bir filmmiş gibi bize sunarak oyunun kalitesini iki kata çıkarmışlar. Hikâyemiz ise adından da anlaşılacağı üzere most wanted(en çok aranan)on beş tane azılı polisin aradığı sokak yarışçısı var. Başta mükemmel bir arabanız var, kısada olsa birkaç yarış yapabiliyorsunuz. Fakat arabanızı elinizden alıyorlar ve sizde geri almak için yarışmak zorundasınız. Size mia adındaki güzel, nedense yardım ediyor.

Ve arabanızın almanızın yolunun blacklist(kara liste) olduğunu bize söylüyor. Yani on beş sokak yarışçısını eleyerek razor’a yani en baştaki yarışçıya kadar gelmelisiniz diyor. Tabi ki kendinize yeni bir araba alıp modifiye edip yarışlara girmelisiniz. Yarış çeşitlerine gelecek olursak beş ana yarış tarzı var bunlar: circuit(bildiğimiz turlu yarış).drag (ben vites değiştirme yarışı diyorum),sprint(belli mesafe gidilen yarış),lap knockout(yarışçılardan her biri sonuncu olduğu turlarda eleniyor, en sona kalan yarışmacı kazanmış oluyor.),speedtrap(hız tuzaklarında ne kadar hızlı geçerseniz iyidir)gibi yarışlar var.

 Ancak kariyerde daha değişik çeşitli yarış veya görev diyelim türleri çıkabiliyor. Örneğin bounty ne kadar polis arabasına zara verirseniz ödülünüz artıyor. Veya roadblock(barikat veya yola kurulan çivileri atlatma)gibi değişik atraksiyonlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Otuz iki tane lisanslı ve ateşli araba var. Bunları kara listedekileri yendikçe veya menüdeki challengeları geçtikçe açabilirsiniz. Harita da çok güzel mekânlar oldukça sağlam.

Grafik bakımından oldukça başarılı ve yeterli bir oyun olduğunu düşünüyorum. Senaryonun kurgulanışı ve gidişattı gerçekten mükemmel ve oyunun sonundaki gelişme ise hepinizi şaşırtacak, tabi ki söylemeyeceğim merak etmeyin. Oynayıp kendiniz görün, müzik ve sesler harika, müthiş bir playlist oluşturmuşlar. Her ne kadar toplama olsa da, hasar modellemeleri ise arabanızdaki çiziklerden ileri gitmiyor. Ama arabanız parçalansa ve devamlı yarışa dönmeye çalışsanız olmazdı. Ayrıca tamir parası filan olsa pek de iyi olmazdı bence yapımcılar bunu iyi düşünmüş, devamlı abuk sabuk anlamsız yere patlayan arabalar görmek istemezdim.

 Ama ayrı bir n.f.s yapılabilir, araba savaşı tarzında o başka, çevre ve araba modellemeleri gerçekten başarılı ama yarışlarda neden arabaların iç konsolundan oynayamıyoruz anlamadım. Yapay zekâ da iyi yarışlarda hep peşinizi bırakmayan rakipleriniz ve sizi yakalayacağım diye her türlü çılgınlığı yapabilen polisler var. Oynanabilirlik çok zor değil rahat oynayabilirsiniz. Zaten para kazanıp arabalarınızı upgrade yaptıkça daha da rahatlıyorsunuz.

Sadece menüdeki challengelar siz zorlayabilir. Çeşitlilik konusunda challenge modda sadece şehirde gördüğümüz bir iki tane sıradan arabayla oynayabiliyoruz. Bir de polisler bu kadar dişliyken helikopterin ne işe yaradığını bir türlü anlayamadım. Extralara gelecek olursak sakın challengele’lar ne işe yarıyormuş oynamasam da olur demeyin zira challenge’ları geçtiğinizde özel arabalar açılıyor. Onun için biraz katlanın ve bütün arabaları açın derim.

Bu zirve yapmış oyunun yapımcılarını gerçekten de kutlamak gerekir. Bu oyunu alıp mükemmel hale getirdiler ve bundan sonra da hep blackbox stüdyosunun bu oyunu yapması gerektiğini düşünüyorum, bence kimse blackbox’dan daha iyi yapamaz diye düşünüyorum. N.f.s gelmiş geçmiş en iyi sokak oyunudur bence, eğer hala görmedim oynamadım diyorsanız(ki hiç sanmıyorum böyle diyeceğinizi, varsa da şaşarım)n.f.s most wanted’i hemen alın oynayın derim. İyi oyunlar.

İnsert coin

Need For Speed The Run inceleme

Sokak yarışı oyunlarının bir numaralı oyunu olan ve hemen hemen herkesçe bilinen need for speed son yıllar da bayağı bir düşüş içinde olsa da en çok satan oyunlardan biri olmayı başarmıştır. The run’ın ilk trailerını gördüğümde herhâlde bu oyun en iyi need for speed oyunu olmaya aday demiştim. Bence en iyi need for speed oyunu most wanted acaba onu geçebilecek mi diye düşünmüştüm hatta geçer diye yorumlar da yapmıştım. Ama kesin kararı tabi ki oyunu bitirdikten sonra verecektim. 

Gelelim oyunumuzun hikâyesine jack rourke adındaki sokak yarışçısının başı mafya ile belaya girer daha sonra onların ellerinden kurtulmak için bazı yarışları kazanması şarttır. Ve bu yarışlar sırasında jack’in bir arkadaşı da bize yardım edecektir. Oyunumuzda eski need for speed’dekilere benzer yarışlar mevcut mesela: normal bizim circuit yarışı veya checkpoint belli bir süre zarfında control noktalarını geçeceksiniz, battle race: teke tek rakibinizle finişe kadar yarışıyorsunuz. Gibi çeşitli yarışlar karşınıza değişik ve karışık bir şekilde geliyor bu da sizi pek sıkmıyor. Fakat siz istediğiniz yarışı seçemiyorsunuz. Çünkü şehirde özgürce dolaşmak ne yazık ki bu oyunda yok.

 Most wanted’da free ride vardı hatırlarsanız istediğimiz gibi gezebiliyorduk ve istersek görevlere biz gidebiliyorduk. Ayrıca araba modifiye de ne yazık ki bu oyunumuzda yok. Need for speed denince benim ilk aklıma gelen şey modifiye oluyor. Nerede o istediğimiz arabayı alıp da motorundan tutunda lastiklerine kadar upgrade edebildiğimiz eski neen for speed oyunları. Bu bakımdan biraz sade olmuş. Sadece garajımızdaki arabalardan alabiliyoruz, yenilerini de açtıkça kullanabiliyoruz.

Yarışları geçtikçe level atlıyoruz buna göre challenge’lar açıp oynayabiliyoruz. Yarışlarda dikkat etmeniz gereken bir husus da trafikteki arabalara sert bir şekilde çarparsanız, uçurumdan uçar veya yoldan çıkarsanız bilgisayar sizi kaza yapmış sayıyor ve önceki sayılı olan checkpoint noktasından başlatıyor. Diğer yarış oyunlarında olmayan özelliklerden biri ise the run’ bize sunulmuş yine resident evil’dan hatırladığımız tuşlara bastırma olayı vardı, aynısını bu oyunumuzda da yapabiliyoruz. Değişik tuş kombinasyonları sayesinde karakterimizi yönlendirebiliyoruz.

Grafik bakımından harikulade bir oyun diyebiliriz, battlefield’ın yapımcı stüdyosu olan dice’ın geliştirdiği frostbite motoru kullanılmış ve bu motordan en iyi şekilde faydalandıklarını düşünüyorum. Hikâye benim tahmin ettiğimden biraz daha kötü çıktı. Çok sığ ve sıradan olmuş. Ben most wanted’a yakın bir senaryo beklerken hayal kırıklığına uğradım. Müzik ve sesler fena değil ama oda most wanted’ı aratıyor. Hasar modellemeleri yeni oyun motoruyla beraber oldukça iyi olmuş, eski oyunları hatırlayanlar hasarın sadece arabalardaki çiziklerden öteye gitmediğini hatırlayacaklardır.

Araba ve çevre modellemeleri gayet başarılı olmuş, fakat çok küçük bir ayrıntı gibi dursa da benim kafama çok takılan bir husus var oda şehir de hiç insan olmayışı, dikkat ettiyseniz hiçbir turda gözükmüyorlar sanki hayalet şehir. Aynı şey eski oyunlarda da mevcuttu. Yapay zeka’nın çok iyi olduğunu söyleyemeyeceğim çünkü bize kök söktüren yarışçılar ve polisler bu oyunda o kadar bizi zorlamıyorlar. Oynanabilirlik çok zor değil, zaten eski oyunları oynayanlar çok zorlanmayacaklardır. Bir de kolayda oynarsanız rahat rahat zevkini çıkarabilirsiniz. Umarım bundan sonraki need for speed’lerde hem modifiye hemde serbest sürüş olur. Hikaye olarak da daha iyi ve zengin içeriklere sahip olur. İyi oyunlar.

İnsert coin