Hani hep kötülüklerin son bulmayacağını düşündüğümüz hikâyeler
vardır ya, devamlı bir bit yeniği vardır. Bir yerden yırtık paçadan çıkar gibi bir
anda bitiveren kötü kalpli varlıklar filan vardır. Biz de onları her seferinde
yok etmeye çalışırız daha doğrusu yok etmek için birçok yol arayıp uğraşırız. Oyunlarda
da hep böyledir zaten bunun en açık göstergesi işte artık kötülük son buldu
dediğimiz anda bitiveren oyundur. Lakin bir bakmışız ki yıllar sonra o oyunun
devam oyunu çıkmıştır, yeni düşmanlar yaratıklar filan fişman. İşte bugünde
incelemesini yapacağımız oyun aslında ilk oyunda bitti daha nasıl devamı olur
diye düşündüğümüz ve demin yazdığım açıklamalara uygun, hatta cuk oturan trine
2.
İlk oyunu daha önceden incelemiştik bir platform oyunu
olmasına rağmen mükemmel grafikleri ile akıllarımızda yer eden maceramızda 3
karakter kullanabiliyorduk. Biri büyücü, diğeri bir savaşçı daha doğrusu şövalye
ve okçu bir hırsız kız vardı. Bu oyunda da aynı karakterler mevcut yeni eklenen
bir karakter filan yok. Hikâyemiz ise yine şu ışıldak gibi olan şey bizi göreve
çağırıyor. Yok, neymiş efendim kötü kalpli prenses, aynı Hugo’daki cadı sila
gibi krallığı ele geçirmeye çalışıyormuş. Bu uğurda kendi güzeller güzeli
ikizini bile saf dışı etmeye çalışıyormuş filan. İlk olarak büyücü ile
başladığımız oyunda aynı ilk oyundaki gibi bize diğer karakterlerle sırasıyla
oynatarak bir araya getirmemizi sağlıyor. Ve ana görevler başladıktan sonra
istediğimizi değiştirip oynayabiliyoruz.
Her karakterin kendine özgü yetenekleri var. Zaten ilk oyunu
oynayanlar ne dediğimi anlayacaklardır. Burada da bir değişiklik yok. Yine ilk
oyundaki gibi aldığımız deneyim puanlarıyla her karakterin kendine özgü olan
yeteneklerine puan vererek bazı geliştirmeler yapabiliyoruz. Mesela, büyücü ile
başta bir sandık yapabiliyorken bütün geliştirmeler sonucunda 3 tane sandık
hatta yatay bir satıh bile yapabiliyoruz. İlk oyunda bazı limitler vardı bizi
zorlayan büyücü ile büyü yaparken sağlık barımızın altında bir limiti çıkıyordu
mesela yine aynı şekilde yanlış hatırlamıyorsam okçu kızımızın ok sayısı
sınırlıydı. Sağdan soldan bularak geçiniyorduk. Bu oyunda o limitleri
kaldırmışlar, çokta iyi olmuş bence. Yine ilk oyunda çok checkpoint noktası
yoktu, bu oyunda sanki adım başı koymuşlar gibi geldi.
Trine 2’de yine ilk oyundaki gibi sizleri çok zorlamayacak
olan bazı bulmacalarda var. Bunlar için biraz kafa yormanız yeterli olacaktır. Zira
trine platform, macera oyunu olmasının yanı sıra aynı zamanda bir bulmaca
oyunudur da. Belki sizi zaman zaman sıkacaktır ama biraz dişinizi sıkıp kafa
yorarsanız inanın bulmacaları çözüp büyük keyif alabileceksiniz. Oyunumuzda 13
dolu dolu oynayabileceğiniz birbirinden zevkli tur var arkadaşlar. Ben genelde
kontrol ederim ama bu sefer bakmadım, gamepad ile oynanıyor mu hiçbir fikrim yok
arkadaşlar.
Sonuç olarak ilk oyundan pek farkı olmayan bir grafik
yapısına sahip olan trine 2’ de senaryoda pek iç açıcı değilse bile yine
kaliteli ve kulağınızda hep yankılanacak hoş müzikleri sayesinde sizi içine
almasını bilecek bir oyun diyebilirim. Çevre ve karakter modellemeleri ilk
oyundaki gibi harika diyebilirim. Fakat oyun yenili konusunda pek bir şey vaat
etmiyor, sadece multiplayer eklenmiş. Ben pek oyunlarda önemsemediğim için
görmezden geldim doğrusu. Benim en çok istediğim yeniliklerden biri ise 3
karakterimizin yanına 1 veya 2 karakter daha eklenmiş olmasıydı. Ama ne yazık
ki oda yok. Oynanabilirlik çok zor değil zaten ilk oyunu oynayanlar 2.oyunu
hayli hayli oynarlar. Zira bu oyun ilk oyuna nazaran daha kolaylaştırılmış, ya
da bana öyle geldi bilmiyorum artık orasına siz kara verirsiniz. Çeşitlilik için
ilk oyundan öteye gittiğini söyleyemeyiz ama extralar konusunda fena değil
turlarda bulduğunuz gizli sandıklar filan var, ayrıca karakterlerin resimlerini
açabiliyorsunuz. Neyse sonuç olarak çok büyük boyutlu olmayan bence en harika
grafiklere sahip olan platform macera oyunu olan trine 2 hepinize tavsiye
ediyorum arkadaşlar. Hepinize iyi oyunlar.
0 yorum:
Yorum Gönder