İlk hangi fps korku oyununu oynamıştım hatırlamıyorum ama
fps denilince ilk aklıma gelen oyunlardan biri quake 2’dir. Mükemmel müzikleri
ve amansız yaratık düşmanlarla karşılaştığımız bu oyunda aslında korku, gerilim
ve hayatta kalma unsurlarıyla bezenmiş bir oyundu. Daha sonralardan birçok fps
korku oyunu çıkdıysa da pek ses getirememişti. Ta ki F.E.A.R çıkana dek. Çoğu kişi
için harika bir fps korku oyunuyken çoğu kişi içinse sıradan aksiyonu bol bir
fps oyunu tartışmaları ve yorumları olmuştu. Bizde bugün F.E.A.R’ın nasıl bir
oyun olduğunu artılarını eksilerini detaylarıyla birlikte konuşacağız.
Oyunun hikâyesi bana biraz karışık ve saçma gibi geldi zira
yine çoğu korku oyununda olduğu gibi yapılan deney, araştırma filan gibi
şeylerin üstüne kurulmuş bir senaryo var karşımızda. Bir bilim adamı küçük bir
kızın üzerinde yaptığı deneylerle onu şeytani güçleri olan ve paranormal
aktivitelerle insanlara hayal gösterebilen ve onları acımasız şekilde
öldürebilen bir şeye çevirir. Bunun yanı sıra bir de bizim yönettiğimiz
karakterin de bu deneylerin bir parçası olduğunu öğreniyoruz, ayrıca oyunun
başında gördüğümüz paxton fettel adındaki adamında bizim gibi bu deneylerin içinde
yer aldığını öğreniyoruz. Fakat bizim karakterimiz ve paxton fettel küçük kıza
nazaran daha başarısız sonuçlar elde edilmiş denekleriz.
Bir de oyunda tam kim olduğunu anlamadığım bir kadında var
büyük bir ihtimalle küçük kızın annesi olduğunu düşünüyorum. Küçük kızın babası
ise manyak bilim adamı. Yani adam kendi kızı üstünde bazı sıra dışı paranormal
deneyler uygulamış. Bizde bu olayı araştırmak için F.E.A.R denen ekibe
katılıyoruz. Hem bu araştırma yerindeki geçmişimize dair bir şeyler öğrenebilmek
için hem de bu tuhaf olayların ardındaki sır perdesini aydınlığa kavuşturmak
için. Oyuna başladıktan sonra ilk olarak elimizde bir tek tabancamız olsa da
ileriki turlarda bu sayı artacak. Pompalı, otomatik silah, ağır makineli gibi
daha birçok silahı kullanma şansına sahip olacağız. Karakterimizin ve oyunun
belki de en göze çarpıcı ve oyuncuların en çok hoşuna gidecek olan yeteneği ise
yavaşlatma, bu sayede slow motion yaparak düşmanlarınızı çok kolay bir şekilde
alt edebiliyorsunuz.
Düşman askeri biraz tuhaf oldu ama işin aslı o. Aslında bana
Resident Evil Operation Raccoon City’deki yöenttiğimiz garip kim oldukları
belli olmayan özel tim elemanlarını hatırlattılar. Bu özel tim elemanlarını
bizde de bulunan telsiz sayesinde kaç kişi olduklarına veya nasıl hareket
ettiklerine dair bilgi edinebiliyoruz. Ayrıca kullandığımız silahların yanı
sıra el bombası personel mayını, koruyucu turret ve uzaktan kumandalı
patlatılabilen bomba gibi işimize yarayacak silahlar da kullanabiliyoruz. Sağlık
konusunda konuşmak gerekirse sağdan soldan bulduğumuz sağlık paketleri
sayesinde hayatta kalabilirsiniz. Maksimum on tane alabiliyorsunuz. Ama gizli
yerlerde olan sağlık geliştiriciyi bulursanız hak limitiniz daha da artıyor. Ayrıca
aynı şey yavaşlatma gücü limitiniz içinde geçerli.
Oyunda belli aralarla da olsa checkpoint save yapsa da size
tavsiyem her bir zor çatışmayı geçtiğinizde save yapmanız yönünde. Ayrıca devamlı
karşınıza özel tim elemanları gelmiyor. Bir anda ortam kararıp tuhaf hayaller
görüp üzerinize bazen tam görünmeyen bazen ise abuk sabuk yaratıklarda size
saldırabiliyor. Karanlık mekânlarda ise fenerinizi kullanabilirsiniz fakat
lambanızın her nedense belli bir süre kullanabiliyorsunuz akabinde ise
karanlığa gömülüyorsunuz. Ama bir zaman sonra kendi kendine tekrar şarj oluyor.
Bu oyunda kaşınızdakileri sakın hafife almayın zira çok iyi savaşıyorlar ve
hepsi kekin nişancı mübarekler. Attığını vuruyorlar bunda az da olsa
kurtulabilmek için sağdan soldan bulduğunuz armor sayesinde atlatabilirsiniz. Bir
de yavaş çekim ile tabi ki.
Oyunda genelde yalnız geziyoruz ama ekipten olan diğer
elemanlarla az da olsa bazı bölümlerde yan yana geldiğimiz oluyor. Oyunda en saçma
olan şey ise hadi özel tim elemanlarını anladım tuhaf hayalleri, paranormal
saçmalıkları anladım da bir de karşımıza çıkan robocop filmindeki gibi dev
robotlara bir anlam veremedim. Oyuna tam adapte olmuşken korkuyorum galiba
acaba şu karanlık koridorun sonundaki kapıdan karşıma ne çıkacak? Diye sorarken
birden duvarı kırıp koca bir robotun size saldırması oyundaki dengeleri alt üst
ediyor. Onun için oyunda tam bir denge tutturulamamış. Ben F.E.A.R oynamadan
önce beni harika bir fps, korku oyunu bekliyor sanırım diye düşünüyordum fakat
oyunu oynadıktan sonra ne yazık ki görüşüm değişti. Oyun çoğunluğu aksiyon dolu
az da olsa korku ve gerilim içeriyor. Bana zaman zaman rainbow six’i ve ona
benzer oyunları hatırlatırken, bazı bazı ise silen hill oynuyorum hissine kapıldığım
bile oldu. İşin ilginç tarafı ise halka filmini de bayağı bir bölümde görür
gibi oldum.
Oyunda 2 ek pakette var onları da oynamanızı tavsiye ederim.
Video inceleme olarak ayrı ayrı inceledim lakin makale olarak aynısını
yapmayacağım. Buraya birazcık bir şeyler karalayıp yazının alt kısmına video
incelemeleri iliştireceğim. İlk genişleme paketi olan Extraction Point ana
oyunun tam da bittiği yerden devam ediyor bu tuhaflıklar silsilesi bu ek
pakette de olduğu gibi işlemeye devam ediyor. Burada faz bir değişiklik yok
diyebilirim fakat hikâye bakımından büyük sürprizlerle karşı karşıya kalıyoruz.
Bunun yanı sıra bir iki silah yeni var ama ek paket olsa bile epey uzun ve
oyunun atmosferine yakışır bir deneyim sunuyor bizlere.
Diğer ek paket ise sanki F.E.AR değil de başka bir oyunmuş
havasında başlayan yeni elemanlarla karşılaştığımız Perseus Mandate. Aslında bana
sorarsanız bu ek paketi oynamasanız da olur bence. Bu ek paketi neden yapmışlar
bir şey anlamadım. Hiç gerek yokmuş gerçekten yine ufak tefek bazı yenilikler
ve bazı yeni silahlarla işi kotarmaya çalışmışlar ama hadi Extraction Point’i
anladım da bu Perseus Mandate’yi hiç mi hiç anlamadım doğrusu. Ben sizlere
Perseus Mandate’yi tavsiye etmiyorum lakin ben ek paket filan hepsini oynarım
diyorsanız siz bilirsiniz. Yazımda ek paketlere dair fazla detaylı şeyler
yazmıyorum ama video incelemelerde daha geniş ve ayrıntılı bilgiler
bulabilirsiniz.
Grafik bakımından yılına göre oldukça başarılı olduğunu
söyleyebiliriz. Ama senaryo çorba gibi olmuş ne yazık ki. Daha derli toplu ve
karman çorman olmayan daha net bir hikâye olabilirdi ve bu hikâye ya korku
odaklı ya da tamamıyla fps aksiyon türünde olmalıydı bence. Sanki bana fps
aksiyon oyunu yapacaklardı veya fps korku oyunu yapacaklardı da bir anda içine
şöyle bir şey yapalım da oyun daha değişik bir havada olur, diye son dakika da
bir karar değişikliği yapmışlar gibi geliyor. Müzikler ve sesler oldukça
başarılı. Çevre, karakter ve silah modellemeleri gayet iyi. Fakat hasar
modellemeleri ilk bakışta iyi gibi dursa da olmamış. Zira bir yeri kırıp
döktükten sonra veya duvarda açtığınız mermi izlerinin bir zaman sonra
kaybolduğunu ve eski haline döndüğünü görebiliyorsunuz.
Yapay zekâ ise fena değil orta derece diyebiliriz. Bazen size
doğru geliyorken bazen ise siper alıp oldukları yerden çıkmıyorlar. Oynanabilirlik
ise ilk başta zor gelse de slow motion yani yavaşlatma kullandığınız sürece ve
bol bol save yaptığınız müddetçe çok zorlanmadan ilerleyebileceğiniz bir yapıda
arkadaşlar. Kısacası şimdiye kadar oynamadıysanız ve iyi bir fps, aksiyon (
F.E.A.R’I korku oyunu olarak oynamak istiyorsanız sakın oynamayın zira korku
çok alt seviyelerde. Onun yerine başka oyun seçin.) yapımı oynamak istiyorsanız
ek paketleriyle birlikte sizlere tavsiye ediyorum. Bu oyun için fps’ye tam
anlamıyla doyacağınızın garantisini veririm oyun sever dostlar. Hepinize iyi
oyunlar.
0 yorum:
Yorum Gönder