Runaway - A Road Adventure inceleme (pc nostalji) ~ karekareoyun

English (US) Deutsch Français Русский 中文(简体) Português Italiano 日本語 한국어 Español
Twitter Bird Gadget

16 Nisan 2015 Perşembe

Runaway - A Road Adventure inceleme (pc nostalji)



Macera dolu hikâyeler bizi hep içine çekip başka diyarlara götürmüştür. Bazen hiç gidemeyeceğimiz bazen ise bildiğimiz bizim coğrafyamızda yerlerde olması bize daha cazip gelmiştir. Bu yüzden izlediğimiz filmlerde veya oyunlarda macera dozu hep yüksek olsun istemişizdir.

Bugünkü nostalji incelemesini yapacağımız oyun da işte tam bu tarzda bir oyun. Değişik mekân ve bitmeyen enstantaneleriyle bizi alıp başka diyarlara götürüyor. Oyunumuzun ana karakteri brain bir tesadüf sonucu arabasıyla giderken çok güzel bir bayana çarpmasıyla kendisiniz içinden çıkması çok zor bir keşmekeşin içinde bulur. Öncelikle çarptığı bayana yardım eder ve bir hastaneye yatırır. Bu kadının adının gina olduğunu ve peşinde kötü adamların olduğu söyler ve onu öldürmek için peşini bırakmayacaklarını brain’a söyle ve böylece oyunumuz başlamış olur.

Bu oyunumuzun da mekanikleri klasik tıkla ilerle tarzı diyebiliriz. Karakterimizi sadece Mouse tıklamasıyla istediğimiz yere ilerletiyoruz ve alınması gereken objeleri alarak veya tanıtarak oyunda ilerleyebiliyoruz. Bunun yanı sıra bizde bulunan bazı objeleri birleştirerek bazı yerlere kullanabiliyoruz. Yine diğer tıkla-ilerle oyunlarındaki olmazsa olmazlardan diyalog bu oyunumuzun da bir parçası, sorulması gereken soruları sorarak ve yapmamız gereken bazı şeyleri bu şekilde halledebiliyoruz.

Run away’de 6 bölüm oynuyoruz bu bölümlerin kendi içinde değişik mekânları var buralara giderek değişik objeler bulup kullanarak ve çeşitli diyaloglar gerçekleştirerek oyunda ilerliyoruz. Ara geçiş videoları güzel olmuş lakin bazı mekânlarda çok dikkatli olmanız gerekiyor, zira bazen o kadar küçük bir obje oluyor ki onu gözden kaçırabiliyorsunuz ve o bölümde takılıp kalabiliyorsunuz.

Syberia oyununu hatırlarsanız orada da böyleydi her yere dikkatli bakmak zorundaydınız. Fakat secret files’ta gördüğüm search scene(araştırma ekranı) bizim işimizi çok kolaylaştırıyordu. Herhangi bir mekâna girdiğimizde hangi objeyi alacağım ne yapacağım diye bir sürü objelerin olduğu bir yerde korkmuşken sadece bu tuşa tıkladığınızda size etkileşime geçilecek objeleri gösteriyordu. Bunun yanı sıra bazı daedalic oyun stüdyosunun oyunlarında da buna benzer bir sistem vardı, mesela son ön incelemesini yaptığım dead sycnronicity buna bir örnek. Demek istediğim runaway’de böyle bir kolaylık yok umarım ikinci oyunda koymuşlardır.

Bu tarz oyunların diyaloglar gibi bence bir diğer olmazsa olmazı bulmacalardır. Fakat ben bu oyunda bize beyin jimnastiği yaptıracak hatta daha basit bir bulmaca göremedim. Bu tarz oyunların en önemli iki şeyi bir diyalogların çok olup oyuncuyu sıkmaması, iki orta seviyede olsa bulmacalarla biraz da olsun oyunculara keyifli vakit geçirmelerini sağlamaktır. Keyifli vakit demişken ara ara espriler ve tabi ki komedi olursa da çok güzel olur. Zira bu tarz oyunlarda pek aksiyon olmadığı için oyuncular sıkılabilir. Bu açığı da komedi, sıkmayan bulmacalar ve güzel ara geçiş videoları ile kapatılabilir.

Sonuç olarak grafikleri 2003 yılında çıkmış bir oyun için gayet başarılı diyebiliriz. Hikâye ise sürükleyici cinsten adeta bir film gibi, müzik ve sesler ise oldukça başarılı olmuş. Çevre ve karakter modellemeleri hoşuma gitti. Oynanabilirlik iyi fakat yazımda önceden bahsettiğim şu objeleri görmemizi kolaylaştıracak tek tık uygulaması gibi bir şey olsa daha iyi olurdu. Neyse yine de macera oyunu bağımlısıysanız ve broken sword, syberia tarzı oyunların hastalarındansanız ve bu oyunu bilmiyorum veya daha oynamadım diyorsanız kesinlikle hemen alıp oynayın derim. İyi oyunlar.












0 yorum:

Yorum Gönder

Yeni yayınları kaçırma!