Prince of Persia (2008) inceleme (pc nostalji) ~ karekareoyun

English (US) Deutsch Français Русский 中文(简体) Português Italiano 日本語 한국어 Español
Twitter Bird Gadget

12 Kasım 2014 Çarşamba

Prince of Persia (2008) inceleme (pc nostalji)



hepimiz atlamayı zıplamayı bu oyunla sevdik, kim bilir bazılarımız nefret etti. Ama bir gerçek varsa oda prince of persia’nın sizi çeken ve oynatan bir yanı vardı. Eski oyunlarını oynayanlar bilirler zamanı durdurabiliyorduk veya geri alabiliyorduk. Değişik silahlar kullanabiliyorduk. Fakat bu oyunda zamanla işimiz yok yani zamanı geri alma durdurma gücümüz yok ne yazık ki.

 Hikâyemize değinmek gerekirse prensimiz çölden evine dönerken bir kum fırtınası esnasında eşeğini kaybeder. Bu esnada gizemli bir kızla karşılaşır, bu kızı birileri kovalamaktadır. Bizim maceraperest prensimiz durur mu? Hemen kızı takip eder. Fakat bu kızı takip edenlerle savaşmak zorunda kalır. Ve prensimiz kendisini yeni bir belanın içinde bulur. Yanımızdaki bu gizemli kızın adı elika’dır. Onunla beraber tapınağa giderler. Ve elika’nın babası onları engeller ve en sonunda tapınak’daki dev ağaca hapsedilmiş olan ahriman adında ’ki karanlık güçlere sahip yaratığı serbest bırakır. Ve böylece oyunumuz başlamış oluyor. Elika’nın bize gösterdiği dört ayrı bölgede bozulma meydana gelmiştir. Yani ahriman’ın karanlık güçleri serbest kalmış ve bu alanları ele geçirmişlerdir.

Biz de bu alanlara giderek eski oyunlarda olduğu gibi atlayarak, zıplayarak ve elika’nın yardımıyla, evet elika’nın yardımıyla diyorum zira bu oyunda elika bizim her şeyimiz. Mesela bir yerden atladığımız zaman düşmüyoruz. Çünkü tuhaf bir güce sahip olan elika adeta içinden bir hayalet çıkıp bizi kurtarıyor. Bunun yanı sıra uzun mesafedeki yerlere atlarken yine elika bize destek veriyor tabiri caizse el atıyor. Oyunda yanımızdan hiç eksik olmayan elika dövüş atraksiyonlarında da bize gizemli gücüyle değişik combolar yapmamıza yardımcı oluyor.

 Bu bozulmuş bölgelere geldiğimizde ise karanlık güçten beslenen yaratıklarla savaşıyoruz. Ve en sonunda boss düzeyde olan yaratıklarla savaşıyoruz. Bu savaşları kazandığımızda ise elika bu bölgeleri düzeltiyor. Ve böylece bir anda ortaya çıkan Light seed(ışık tohumu)adındaki şeyleri topluyoruz. Güçleri bu ışık tohumlarının sayesinde açabiliyoruz. İlk başta az olan ışık tohumu sayısı sonrakiler de katlanıyor arkadaşlar, yani 60 ise bir sonraki 120 oluyor. Ama bunu sorun etmeyin kılı kılına koymamışlar. Ben de korkmuştum eyvah hep bu şeyleri mi toplayacağım diye ama sonradan gördüm ki korkum yersizmiş. Zira hepsini bitirdikten sonra bir dünya ışık tohumu arttı çoğunu toplamadım bile.

Grafik bakımından çok kaliteli diyebilirim. Diğer oyunlardaki gibi değil de daha çok çizgi roman çizimlerine benzeyen sanatsal çizgiler kullanılmış, hikâyenin çok sürükleyici ve merak ettiren bir havası var. Müzik ve sesler güzel yine prince of persia oyunlarına yakışır olmuş. Çevre modellemeleri şimdiye kadar oyunlarda gördüğümün en iyilerinde diyebilirim. Karakter ve yaratık modellemeleri iyi olmuş. Yapay zekâya değinecek olursak yaratıklarla savaşırken dikkat edin derim öyle kolay kolay yaratıkları yenemezsiniz. Elikayı bol bol kullanın derim. Oynanabilirlik kolay zaten eski oyunları oynayanlar çabuk alışacaklardır. Çeşitlilik konusunda fazla bir şey beklemeyin, extralarda ise karakterlerimizin birkaç yeni kostümü ve konsept art resimlerine bakabiliyoruz. Sonuç olarak bu prince of persia’nın bu oyununu oynamadıysanız hemen oynayın derim. İyi oyunlar.











0 yorum:

Yorum Gönder

Yeni yayınları kaçırma!