Amnesia The Dark Descent inceleme(pc nostalji) ~ karekareoyun

English (US) Deutsch Français Русский 中文(简体) Português Italiano 日本語 한국어 Español
Twitter Bird Gadget

1 Nisan 2015 Çarşamba

Amnesia The Dark Descent inceleme(pc nostalji)



Hep karanlık mekânlarda olmaktan korkup hemen ışığı arar olmuşuzdur. Göz gözü görmüyor diye bir tabir vardır karanlık bizi neden bu kadar korkutur? Neden bize bir şey olacakmış hissine kapılırız? Tabii ki karanlıkta hiçbir iş yapılmıyor. Gündüz gün ışığından faydalanarak birçok işin üstesinden gelebiliyoruz.

Zira akşam olunca hemen elimiz ışık düğmelerine gidiyor. İşte bugünkü incelemesini yapacağımız oyunumuz ‘’amnesia the dark descent’’ karanlık temasını korku öğeleriyle birleştirerek karşımıza çıkıyor. Hikâyemiz 1939 yılında Brennenburg adlı bir kalede geçiyor. Yönettiğimiz karakterimizin ismi ise Daniel ilk başta ne olduğunu anlamadığımız şekilde karakterimiz hafıza kaybı yaşıyor ve sadece ismini hatırlıyor. Daha sonra ne olduğuyla alakalı hiçbir şey anlayamıyoruz. Bunun devamında ise bazı yerlerde bulduğumuz notlarla bazı şeyi hatırlayabiliyoruz. Ama işin asıl yüzü oyunun sonuna doğru daha iyi anlıyoruz.

Gelelim biraz oynanış mekaniklerine bu oyunda bol bol karanlık varken karşımıza çıkacak tuhaf yaratıklarda var. Bizim yapabileceğimiz ne var diye soruyorsanız. Tek yapabileceğimiz saklanmak. Evet, ne yazık ki bu oyunda herhangi bir silah kullanamıyoruz. Sadece gaz lambamız var ve her zaman kullanamıyoruz zira yağ bulmak zorundasınız bittiği zaman ayvayı yediniz. Daniel karanlıkta kaldığı zamanlar akıl sağlığı bozuluyor. Bunun için mümkün olduğu sürece aydınlık yerlerde kalmaya dikkat edin. Gaz lambamızın yanı sıra Çakmak’ta kullanabiliyoruz ve sağdaki soldaki mum, meşale vb. şeyleri yakarak yolumuzu aydınlatabiliyoruz. Fakat bazen bu aydınlatmalar sizin yerinizi yaratıklara belli edebilir.

Bunun için tek yapmanız gereken yaratıklar size yaklaştığı zaman ekran sarsılır ve müzik kafa bulandırıcı bir değişime uğrarsa anlayın ki yaratıklar size yakın. Hemen fenerinizi söndürüp kuytu bir yer bulup çökün veya dolap tarzı bir yer varsa girip saklanın bir zaman sonra yaratık gidiyor ve müzik değişiyor. Benim tuhafıma gidense gaz lambamızın yağı bittiğinde kullanamıyoruz evet ama meşale yaktığımız zaman alamamamız çok tuhaf değil mi? Her şey ile etkileşime girebiliyoruz ama ne yazık ki yaktığımız meşaleleri alamıyoruz. Bence bu yanlışı umarım sonraki oyunda düzeltmişlerdir. Bir de silah kullanamamak bayağı geriyor, kendimi birçok bölümde resmen çaresiz bir kedi yavrusu gibi hissettim. Demek ki korku oyunlarında bize güç veren silahlarımızmış bu bir kere daha anladım.

Oyunumuzda bazı bulmacalar var ama çok sıkacak ve size kafa patlatmanıza sebep verecek cinsten değil, zaten menüden hatırlatmalara girdiğinizde size bazı ipuçları veriliyor bu doğrultuda bulmacaları çözmeye çalışabilirsiniz. Bulduğunuz parçaları bazı yerlerde kullanarakta bazı bulmaları çözebilirsiniz. Akıl sağlığınız bazen kötüleştiğinde daha doğrusu sağlığınız bozulduğunda şurup gibi aldığınız bir şey var onu kullanarak daniel’i normale döndürebilirsiniz.

Grafik bakımından çok iyi değil fakat hikâyesi grafiklerin önüne geçerek amnesa’yı kotarıyor diyebiliriz. Hani filmi olsa Oscar alır yani. O içimize korku salan bir hikâyenin yanı sıra eski orta çağ kalesindeki ortam karanlık lahım, mahsenler, geniş salonlar, bol bol odalar bazen neredeyim ben diyebilirsiniz çok normaldir. Sesler harika sizi o atmosfere adapte ediyor ve oyunu adeta yaşamanızı sağlıyor. Müzikle ise fena değil.

Çevre modellemeleri fena değil fakat altı çizilmesi gereken nokta fizik motoru neredeyse bütün objelerle etkileşime geçebiliyoruz. İstediğimiz şeyi alıp fırlatabiliyoruz. Kapıları açacaksak mouse’ı iterek veya çekerek açabiliyoruz. Bir şeyi döndüreceksek mouse’ı döndürüyoruz. Oynanabilirlik ise çok zor değil zira daha önceden korku oyunu oynayanlar çabuk alışacaktır. Bir zaman sonra oyunun mantığını kavrıyor tecrübe ettikçe alışıyorsunuz. Ve böylece Daniel değil de sanki kendimiz köşeye sıkışmış gibi çözümler üretip karakterimizle bir bağ kuruyoruz.

Sonuç olarak çok iyi bir korku-macera oyunu olmuş diyebilirim zira bağımsız bir oyun stüdyosundan beklenmeyecek küçük bütçeli bir oyunun bu denli tutmasına şaşırmamak gerekir. Gerek atmosferiyle gerek hikâyesiyle kesinlikle sonuna kadar oynanmayı hak eden bir oyun amnesia th dark descent. İyi oyunlar.











0 yorum:

Yorum Gönder

Yeni yayınları kaçırma!